in equal degree or extent.

listen to the pronunciation of in equal degree or extent.
الإنجليزية - التركية

تعريف in equal degree or extent. في الإنجليزية التركية القاموس.

equally
eşit olarak

Servet mirasçılar arasında eşit olarak bölündü. - The property was divided equally among the heirs.

Kazanmak için ister Lions'ları ister Tiger'ları seç, sonucu şansa bağlıdır. Çünkü her iki takım eşit olarak güçlüdür. - Whether you pick the Lions or Tigers to win, the result will be a toss-up because both teams are equally strong.

equally
eşit ölçüde

Her dil konuşanları için eşit ölçüde değerli ve kıymetlidir. - Every language is equally precious and valuable to its speakers.

Beyaz erik brendisi bir kompostoda eşit ölçüde lezzetlidir. - Mirabelles are equally delicious in a compote.

equally
aynı derecede

Üniversite öğrencilerinin sıkı çalışmaları gerekir, ama aynı derecede onların aktif bir sosyal yaşam için de zaman ayırmaları gerekir. - College students should study hard, but equally they should also make time for an active social life.

Her ikisi de aynı derecede makul. - Both are equally plausible.

equally
eşit bir biçimde
equally
aynı derecede/eşit olarak
equally
müsavi olarak
الإنجليزية - الإنجليزية
equally

The gas stations are equally far from the highway.

in equal degree or extent.
المفضلات