in agreement.

listen to the pronunciation of in agreement.
الإنجليزية - التركية

تعريف in agreement. في الإنجليزية التركية القاموس.

one
bir

Birini tanıyorum da ötekini değil. - I know one of them but not the other.

Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur. - In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.

one
{i} tek

Tek bir taşla iki kuş öldür. - Kill two birds with one stone.

Bir, üç ve beş tek sayılardır. - One, three, and five are odd numbers.

one
{i} biri

Manchester United, hem Premier League'de hem de İngiltere'de en başarılı takımlardan biridir. - Manchester United is one of the most successful teams in both the Premier League and England.

Hayallerimden biri İzlandaca öğrenmek. - One of my dreams is to learn Icelandic.

one
bir rakamı
one
{i} birisi

Birisi kötü kelimeler söylememeli. - One should not say bad words.

En favori melodilerimden birisi radyoda çalıyordu. - One of my favorite tunes was playing on the radio.

one
{i} kimse

Hiç kimse beni anlamıyor. - No one understands me.

Onu hiç kimse anlamıyor. - No one understands that.

one
bir (sayı olarak)
one
belirli biri
one
adında biri
one
bir sayısı
one
bir tane

Ofiste bir tane satın almak zorundasın. - You have to buy one at the office.

Ben bir araba istiyorum, ama bir tane satın almak için hiç param yok. - I want a car, but I have no money to buy one.

one
aynı

İki insan her zaman aynı görüşe sahipse, bunlardan biri gereksizdir. - If two men always have the same opinion, one of them is unnecessary.

Bu kaybettiğim kamera ile aynı tip kamera. - This is the same type of camera as the one I lost.

on the same page
(deyim) Aynı fikirde, anlaşmış durumda
on the same page
aynı sayfada
one
her biri

Her birimiz elinden geleni yapmalı. - Each one of us should do his best.

Onların her biri o filmi izlemeye gitti. - Every one of them went to see that movie.

one
one another birbirlerini
one
adam

Dima bir gecede 25 adamla yattı ve sonra onları öldürdü. - Dima slept with 25 men in one night and then killed them.

Hiç kimse bu adamlara hakaret etmek istemedi. - No one wanted to insult these men.

one
kişi

Yüz elli kişi maraton yarışına girdi. - One hundred and fifty people entered the marathon race.

Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır. - That's one small step for man, one giant leap for mankind.

one
one and sixpence eski
الإنجليزية - الإنجليزية
one

We are one on the importance of learning.

(deyim) on the same page
To be in agreement.
consort
in agreement
Of one mind; thinking alike

The two of them always seem to be in agreement about every single detail.

in agreement
Confirmatory; matching

The results are in agreement with the calculated figures.

in agreement
Believing or feeling the same things. "When we discuss Canadian unity, we're in agreement."
in agreement
in accord, in harmony
in agreement
united by being of the same opinion; "agreed in their distrust of authority"
in agreement
with a common plan; "act in concert"
in agreement
on-side
in agreement.

    الواصلة

    in A·gree·ment

    فيديوهات

    ... PRESIDENT OBAMA: I suspect it'll be a small agreement. ...
    ... LISTEN, WE GOTTA COME TO SOME SORT OF AN AGREEMENT ABOUT THIS SPACE. ...
المفضلات