Soruları önceden hazırlamak senin yararına olur.
- It would be to your advantage to prepare questions in advance.
Lütfen yokluğunuzu önceden bana bildiriniz.
- Please inform me of your absence in advance.
Kaça mal olacağını ona peşinen sorsan iyi olur.
- You had better ask him in advance how much it will cost.
Peşin ödemek zorundasın.
- You have to pay in advance.
Peşin olarak ödemek zorundayız.
- We have to pay in advance.
O peşin olarak ödünç para aldı.
- He borrowed the money in advance.
Peşin ödememi ister misiniz?
- Do you want me to pay in advance?
Peşin ödemek zorundasın.
- You have to pay in advance.
I would be glad if you could send me the photos. Thank you in advance.
Onun davranışları için şimdiden özür dilerim.
- I apologize in advance for his behaviour.
İşbirliğiniz için şimdiden teşekkür ederiz.
- Thank you in advance for your cooperation.
Lütfen yokluğunuzu önceden bana bildiriniz.
- Please inform me of your absence in advance.
Siz de ona önceden diyebilirsiniz.
- You may as well say it to him in advance.
Sen gitmeden önce seni görmek istiyorum.
- I want to see you before you go.
Kahvaltıdan önce duş aldım.
- I showered before breakfast.
Filmi daha önce gördüğüm için televizyonu kapattım.
- I turned off the TV because I had seen the movie before.
Daha önce Kyoto' yu ziyaret etti mi?
- Have you ever visited Kyoto before?
John mesleğini ailesinden daha önde tutar.
- John puts his career before his family.
Daha önce o kızla karşılaştım.
- I've met that girl before.
O, efendisinin öfkesi karşısında geri çekildi.
- He recoiled before his master's anger.
Evvelce sarhoş oldum; daha da çok olacak gibiyim.
- I've been drunk before and likely will get drunk many more times.
Kapının önünde genç bir adam şarkı söylüyor.
- A young man is singing before the door.
Yeni bir öğretmen sınıfın önünde durdu.
- A new teacher stood before the class.
Biz önceden aperatifleri hazırladık.
- We prepared snacks beforehand.
İşleri önceden hazırlayalım.
- Let's get things ready beforehand.
O, efendisinin öfkesi karşısında geri çekildi.
- He recoiled before his master's anger.
Sami, çocuklarının ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarının önüne koydu.
- Sami put the needs of his children before his own needs.
Adının önüne bir haç yap.
- Make a cross before your name.
He travelled in advance of his master, making the necessary arrangements.
... MALCOLM GLADWELL: And they advance ...
... The segments, as I announced in advance, will be three on the economy and one each on health ...