Eylemde en az altı yüz insan öldü.
- At least six hundred men died in action.
Asker eylemde öldürüldü.
- The soldier was killed in action.
Ortak çıkarları için birlikte çalışmaktaydılar.
- They had been working together for common interests.
Teklifimle ilgili patronumun yaptığı ağır eleştiriden sonra, burada çalışmayı ne kadar süre sürdürmek istediğimden emin değilim.
- After the hatchet job my boss did on my proposal, I'm not sure how long I want to keep on working here.
Makineleri çalıştırmaya devam etmeliyiz.
- We have to keep the machines working.
Paranın bir hükmü kalmadığında sistemin tüm işleyişi durur.
- When money ceases to have value, the entire system stops working.
İş hayatının çoğunluğunu bir diplomat olarak geçirdi.
- He has spent most of his working life as a diplomat.
O benim iş arkadaşımdır.
- He is my working mate.
Çalışan erkekler sert elma şırası içtiler.
- Working men drank hard apple cider.
Cuma akşamları, deniz aşırı ülkelerde eşleriyle birlikte çalışan bir grubumuz Chuck's Bar and Grill'de buluşurlar.
- On Friday evenings, a group of us with spouses working overseas meet at Chuck's Bar and Grill.
İşletme mastırımı bitirme üzerinde çalışıyorum.
- I'm working on finishing my MBA.
Şunu halletmek üzerine çalışıyoruz.
- We're working on getting that done.
Yeterli zamanım olduğundan emin olmak için deli gibi çalışıyorum.
- I'm working like crazy to make sure I have enough time.
The steam engine in action was very impressive.
Many men were missing in action.
... identification on the web, and that every action, every ...
... So that's cross-platform single sign-on in action. ...