Başarılı bir şekilde mutfakta büyük bir sıçan yakaladı.
- He's successfully caught the big rat in the kitchen.
Onu başarılı bir şekilde ikna ettim ve flört ettik.
- I successfully persuaded her and we went on a date.
Rosetta sondası Philae, 67P / Churyumov-Gerasimenko kuyruklu yıldızına başarıyla indi.
- Rosetta's probe, Philae, has successfully landed on the comet 67P/Churyumov–Gerasimenko.
Biz görevimizi başarıyla yerine getirdik.
- We carried out our mission successfully.
O, hayalini başarılı bir biçimde gerçekleştirdi.
- He successfully realised his dream.
Onlar bombayı başarılı bir biçimde etkisiz hale getirdiler.
- They've defused the bomb successfully.
Onlar bunu başarılı olarak yaptı.
- They did it successfully.
Tedavi başarılı olarak gidiyor.
- The treatment is going successfully.