Tom ikna olmuş görünmüyor.
- Tom doesn't seem convinced.
Tom neredeyse ikna olmuş.
- Tom is almost convinced.
Tom haklı olduğuna inanmış.
- Tom is convinced he's right.
Hayaletlerin gerçekten var olduğuna inanmış değilim.
- I'm not convinced ghosts actually exist.
O, Tom'la evlenmemesi için kızını ikna etti.
- He convinced his daughter to not marry Tom.
Tom, John'un masum olduğu konusunda Mary'yi ikna etti.
- Tom convinced Mary that John was innocent.
He was convinced he was a great singer, statements of others to the contrary.