Tom özel olarak sizi istedi.
- Tom specifically asked for you.
Bu daireler genç aileler için özel olarak tasarlanmıştır.
- These apartments are designed specifically for young families.
O, Alex'e her konuşmasında bir ceviz verme yerine, onu sadece özellikle ceviz dediğinde verecekti.
- Instead of giving Alex a nut each time he said something, she'd only give it when he specifically said nut.
Özellikle, ben bir üniversite okutmanıyım.
- Specifically, I'm a university lecturer.