Yurt dışında seyahat söz konusu değil.
- Traveling abroad is out of the question.
Biz kitabın dışında bir şey bırakmadık.
- We have left nothing out of our book.
Sizin fikirleriniz güncelliğini yitirmiş gibi görünüyor
- Your opinion seems to be out of date.
Sanırım sizin bedeniniz bitti.
- I think we're out of your size.
Bu makine bozuk. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.
- This machine is out of order. Please try again later.
Tom senin dengin değil.
- Tom is out of your league.
Tom onu bir adalet duygusundan yoksun olarak yaptı.
- Tom did it out of a sense of justice.
Umutsuzluktan dolayı o plana vardık fakat kitap iyi sattı.
- We arrived at that plan out of pure desperation, but the book sold well.
Yolda bir arabanın olması dolayısıyla garajımdan çıkamadım.
- I couldn't get out of my garage because there was a car in the way.
Yataktan çıkmadan önce günün geriye kalanında ne yapacağım hakkında düşünerek biraz zaman harcarım.
- Before I get out of bed, I spend a little time thinking about what I'll be doing the rest of the day.
Şimdi birkaç aydır yeni gelişmeler hakkında bilgim yok.
- I've been out of touch with things for several months now.
Enflasyon kontrolün dışına çıkıyor.
- Inflation is getting out of control.
O, evin dışına giderken görüldü.
- He was seen going out of the house.
Tavan arasından dışarı çıkma.
- Don't come out of the attic.
Out of the entire class, only Cynthia completed the work.
... we've created ' what this is, is a group of health care experts, doctors, et cetera, ...
... own them? This is not a group of people that the IT industry as a whole has a lot of sympathy ...