Ben onunla boşuna dost kalmaya çalıştım.
- I tried to keep in with her in vain.
Dick o problemi çözmek için boşuna çalıştı.
- Dick tried in vain to solve that problem.
Tom Mary'yi sanat okuluna gitmesi için boş yere ikna etmeye çalıştı.
- Tom tried in vain to convince Mary to go to art school.
Ağlamamak için boş yere çabaladı.
- She tried in vain not to cry.
Thou shalt not take the name of the LORD thy God in vain.