in-between

listen to the pronunciation of in-between
الإنجليزية - التركية
orta
between
arasına

Tom Mary ve John'un arasına sığışmaya çalıştı. - Tom tried to squeeze in between Mary and John.

Tom bir kaya ve sert bir yer arasına sıkıştı. - Tom is caught between a rock and a hard place.

between
arasında

Sinüs ve kosinüs fonksiyonları -1 ve 1 arasında bir değer alır (-1 ve 1 dahil). - The functions sine and cosine take values between -1 and 1 (-1 and 1 included).

Facebook ve Twitter arasındaki fark, Twitter'ın bir mikroblog servisi olmasıdır. - Difference between Facebook and Twitter is, Twitter is a microblogging service.

in between
ortada
between
in between sallantıda
between
Xbetween arada
between
ortada
in between
in arasında
between
ila

Flandre'da İngilizce olarak ders veren profesör ve öğretim elemanlarının yüzde 10 ila 20 arasındakileri, gerekli dil seviyesine ulaşmadılar. - In Flanders between 10 and 20 percent of professors and lecturers teaching in English did not attain the required language level.

Akşam yemeği saat 9 ila 12 arasında servis edilir. - The evening meal is served between 9 and 12.

between
aralık

Onlar arasındaki aralık daraldı. - The gap between them has narrowed.

Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki bir savaşın patlak verdiği Aralık 1941'de henüz doğmamıştım. - I was not yet born when a war between Japan and the U.S. broke out in December 1941.

in between
aradan
in between
arada aradan
in between
arsında
in between
aralarında
in between
ikisi arasında
between
aralarında

Aralarında gizli bir anlaşma var. - They have a secret understanding between them.

İki erkek çocuk yemeklerini kendi aralarında pişirdi. - The two boys cooked their meal between them.

between
arada

O, arada balığa gitti. - He went fishing in between.

Arada hep bir kadın var. - There's always a woman in between.

inbetween
aracı
between
between arasında
between
few and far between nadiren
between
araya

Onun İlk askeri deneyimleri İngiliz sömürge imparatorluğu ve bağımsızlık arayan Boerler arasındaki savaşta yer aldı. - His first military experiences took place in the war between the British colonial empire and the Boers, who sought independence.

between
aralarından
between
ortaya

İki ülke arasında her an bir ticari sürtünme ortaya çıkabilir. - Trade friction might arise between the two nations at any moment.

İki ülke arasında bir diplomatik kriz ortaya çıktı. - A diplomatic crisis arose between the two nations.

between
seyrek

Taksiler sağanak sırasında seyrekti. - Taxis are few and far between during a rainstorm.

between
(zarf) arada, ortasında, araya, arasına, ortada, ortaya
between
between you and me söz aramızda
in between
arasındaki
in between
aralarında: two houses with a yard in between aralarında bir bahçe olan iki ev
in between
-in arasında
in between
orta
in between
aralıkta
in between
arada

Arada hep bir kadın var. - There's always a woman in between.

O, arada balığa gitti. - He went fishing in between.

in between
arada olan şey
inbetween
arada olan şey
inbetween
arasındaki
inbetween
orta
الإنجليزية - الإنجليزية
being neither at the beginning nor at the end in a series; "adolescence is an awkward in-between age"; "in a mediate position"; "the middle point on a line
in the middle between two points, sizes, periods of time etc
between them
in the space between
between
inbetween
Alternative spelling of in-between
inbetween
Alternative spelling of in between
in between
Used in the context of general equities Priced higher than the bid price but lower than the offer price See: In the middle
in between
in the middle, in the center
in between
Between: Mortar in between the bricks; two crackers with a filling in between
in between
inter
in between
inter-
in-between

    الواصلة

    in-be·tween

    النطق

    فيديوهات

    ... So it can't tell the difference between there's a ...
    ... So there's a balancing act here between how much ...
المفضلات