importunity; earnestness

listen to the pronunciation of importunity; earnestness
الإنجليزية - التركية

تعريف importunity; earnestness في الإنجليزية التركية القاموس.

opportunity
fırsat

O, fırsatı iyi kullandı. - He made good use of the opportunity.

O, fırsatı en iyi şekilde değerlendirdi. - He made the best of the opportunity.

opportunity
olanak
opportunity
{i} fırsat, elverişli durum
opportunity
uygun zaman
opportunity
münasebet
opportunity
elverişli zaman
opportunity
firsat çıkmak
opportunity
{i} şans

Bu dünyada hiçbir güvenlik yoktur; sadece şans vardır. - There is no security on this earth; there is only opportunity.

Tom başka bir şansı hak ediyor. - Tom deserves another opportunity.

opportunity
{i} uygun durum
الإنجليزية - الإنجليزية
opportunity
importunity; earnestness
المفضلات