impacts caused by an action an occurring at the same time and place

listen to the pronunciation of impacts caused by an action an occurring at the same time and place
الإنجليزية - التركية

تعريف impacts caused by an action an occurring at the same time and place في الإنجليزية التركية القاموس.

direct
yöneltmek
direct
{f} yönlendirmek

Trafik ışıkları trafiği yönlendirmek için kullanılır. - Traffic lights are used to direct traffic.

direct
yönetmek

Sami bir film yönetmek istiyordu. - Sami wanted to direct a film.

direct
direkt

O bir direkt uçuş mu? - Is it a direct flight?

Kelimesi kelimesine direkt çeviriler değil, doğal görünen çeviriler istiyoruz. - We want natural-sounding translations, not word-for-word direct translations.

direct
{f} idare etmek
direct
{s} kestirme

Tom'un kötü bir yön kestirme yeteneği var. - Tom has a poor sense of direction.

direct
adres yazmak gönderiye
direct
emretmek
direct
tereddütsüz
direct
yolu tarif etmek
direct
{f} komuta etmek
direct
{s} doğrudan doğruya

Doğrudan doğruya Tom'la konuşabilir miyiz? - Can we talk to Tom directly?

Bu cümleler doğrudan doğruya bağlantılı değildir. - These sentences are not directly linked.

direct
{f} direktif vermek
direct
doğrultmak
direct
{s} direkt, doğrudan, dolaysız
direct
{s} açık

Anlamıyorum; daha açık olmak zorundasın. - I don't understand; you have to be more direct.

Umarım yol tariflerim açıktı. - I hope my directions were clear.

direct
(sıfat) direkt, doğru, doğrudan doğruya; dolaysız; kestirme; açık; anlaşılır; dürüst; güneş çevresinde doğudan batıya dönen
direct
duraklamadan
الإنجليزية - الإنجليزية
direct-
direct
impacts caused by an action an occurring at the same time and place

    الواصلة

    impacts caused by an ac·tion an oc·cur·ring at the same time and place

    التركية النطق

    împäks kôzd bay ın äkşın ın ıkırîng ät dhi seym taym ınd pleys

    النطق

    /əmˈpaks ˈkôzd ˈbī ən ˈaksʜən ən əˈkərəɴɢ ˈat ᴛʜē ˈsām ˈtīm ənd ˈplās/ /ɪmˈpæks ˈkɔːzd ˈbaɪ ən ˈækʃən ən əˈkɜrɪŋ ˈæt ðiː ˈseɪm ˈtaɪm ənd ˈpleɪs/
المفضلات