They used those primitive tools.
- Onlar bu ilkel aletleri kullandılar.
Magic plays an important part in primitive society.
- Büyü, ilkel toplumda önemli bir rol oynar.
Several primeval vases stand in this room.
- Bu odada birkaç ilkel vazo duruyor.
You went back to the camp leaving me alone in the primeval forest.
- Beni ilkel bir ormanda yalnız bırakarak kampa geri döndün.