Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

iktidarsız

listen to the pronunciation of iktidarsız
التركية - الإنجليزية
(sexually) impotent (male)
impotent

My husband is impotent. What should I do? - Benim kocam iktidarsız. Ne yapmalıyım?

What should I do if my husband is impotent? - Kocam iktidarsızsa ne yapmalıyım?

weak, incapable; impotent
(someone) who does not possess the power or capacity to do something
unable
iktidar
power

The party in power is corrupt, but the opposition is little better. - İktidar partisi bozulmuş fakat muhalefet biraz daha iyi.

In 1603, when King James I came into power, football was allowed again. - 1603'te, Kral James iktidara geldiğinde, futbola tekrar izin verildi.

iktidar
{i} ability
iktidar
exercise power
iktidar
puissance
iktidar
{i} potency
iktidar
{i} capability
iktidar
{i} capacity
iktidar
political power
iktidar
power, ability, capacity: Vezirin seni nefyetmeye iktidarı var. The vizier has the power to exile you. Bu iş dem'in mali iktidarı üstünde. This job is beyond dem's financial capacity
iktidar
potency, ability of a male to perform sexual intercourse
iktidar
(a) group that is in power, (a) government
iktidar
potential
iktidar
ability, capacity, power; government, power; (male) sexual potency, virility
iktidar
lap
التركية - التركية
Gücü, yeteneği olmayan, beceriksiz, yetersiz: "Selim bu vakayı anlatmaya iktidarsız görünüyordu."- P. Safa
Gücü, yeteneği olmayan, beceriksiz, yetersiz
Cinsel gücü olmayan (erkek)
iktidar
Bir işi başarabilme yetki ve yeteneği
iktidar
Bir işi yapabilme gücü, erk, kudret: "Bu iş benim iktidarım haricinde, demez mi?"- S. F. Abasıyanık
iktidar
Bu yetkiyi elinde bulunduran kişi ve kuruluşlar
iktidar
(Osmanlı Dönemi) güç, kuvvet
iktidar
Devlet yönetimini elinde bulundurma ve devlet gücünü kullanma yetkisi: "Almanya'daki öğrenciliğim Hitler'in iktidar yıllarına rastlar."- H. Taner
iktidar
Bir işi yapabilme gücü, erk, kudret
iktidar
Devlet yönetimini elinde bulundurma ve devlet gücünü kullanma yetkisi; bu yetkiyi elinde bulunduran kişi ve kuruluşlar
İKTİDAR
(Osmanlı Dönemi) Güç, takat. Kudret. Güç yetmek. Yapabilmek