ikâmet

listen to the pronunciation of ikâmet
التركية - الإنجليزية
residence

The prime minister already voted in his city of residence. - Başbakan zaten ikamet ettiği kentte oy kullandı.

Sami left his residence to go to work. - Sami işe gitmek için ikametinden ayrıldı.

residence

Sami left his residence to go to work. - Sami işe gitmek için ikametinden ayrıldı.

Is this Tom's residence? - Burası Tom'un ikametgahı mı?

sojourn
sejour
(Kanun) commorancy
reside

Your request has been denied because you have no valid residential address. - Belli bir yerde ikametiniz olmadığı için başvurunuz reddedilmiş.

Is this Tom's residence? - Burası Tom'un ikametgahı mı?

residing
residence, habitation, dwelling
habitation
dwelling
stay

John went back to work after a two-week hospital stay. - John iki haftalık hastane ikametinden sonra işe geri döndü.

inhabitancy
resident of
ikamet etmek
dwell
ikamet etmek
(Hukuk) reside
ikamet etmek
inhabit
ikamet etmek
hang out
ikamet adresi
permanent address
ikamet belgesi
residence permit
ikamet eden
(Kanun) residing
ikamet eden
(Kanun) habitant
ikamet edilen yer
residence
ikamet etme
residence
ikamet etme (bir yerde)
abode
ikamet etmek
live
ikamet etmek
sojourn in
ikamet etmek
reside in
ikamet etmeyen
non-resident
ikamet yeri
abode
ikamet etme
to reside
ikamet beyannamesi
declaration of residence
ikamet değişikliği
change of residence
ikamet eden
(Hukuk) resident
ikamet eden kimse
citizen
ikamet eden kimse
indweller
ikamet eden kimse
resident
ikamet eden kimse
habitant
ikamet eden kimse
denizen
ikamet edenler
(Ticaret) habitants
ikamet edilen devlet
state of residence
ikamet etme hakkı
(Politika, Siyaset) right to occupy
ikamet etmek
dwell in
ikamet etmek
to live (in a building, at a place)
ikamet etmek
to inhabit, to dwell, to reside
ikamet etmek
stay
ikamet etmek
indwell
ikamet etmeme hali
nonresidence
ikamet etmeyen
nonresident
ikamet ettirmek
domicile
ikamet ettirmek
domicil
ikamet ettiği ülke
(Politika, Siyaset) country of residence
ikamet hakkı
(Hukuk) right to reside
ikamet izni
(Hukuk) residence permit
ikamet masrafı
(Kanun) lodging expense
ikamet senedi
certificate of residency
ikamet süresi
inhabitancy
ikamet tezkeresi
residence permit
ikamet yeri
legal domicile
ikamet yoğunluğu
residential density
ikamet ülkesi
(Politika, Siyaset) country of domicile
-de ikamet
reside
bir yerde ikamet etmek
abode
baba mahallinde ikamet
patrilocal residence
التركية - التركية
Bir yerde oturma eğleşme
Bir yerde oturma, eğleşme
(Osmanlı Dönemi) bir yerde oturma; kalma
İKAMET
(Osmanlı Dönemi) Bir yerde kalmak. Oturmak
İKAMET
(Osmanlı Dönemi) Müezzinin kamet getirmesi
ikamet etmek
Bir yerde oturmak, eğleşmek
ikâmet
المفضلات