Büyükannem hemen hemen her gün bir yürüyüş için dışarı çıkardı fakat şimdi o nadiren, kırk yılda bir, dışarı çıkar.
- My grandmother used to go out for a walk almost every day, but now she seldom, if ever, goes out.
Nadiren, kırk yılda bir, kendi başına sinemaya gider.
- She seldom, if ever, goes to movies by herself.