Did he hand in his resignation?
- O, istifasını sundu mu?
Tom announced his resignation yesterday.
- Tom dün istifasını açıkladı.
Tom was forced to resign.
- Tom istifa etmek için zorlandı.
He was finally forced to resign.
- O, sonunda istifa etmek zorunda bırakıldı.
I'm not quitting now.
- Ben şimdi istifa etmiyorum.
What would you say if I told you I was quitting?
- Sana istifa ettiğimi söylesem ne derdin?
I have no intention of resigning.
- İstifa etmeye niyetim yok.
I have no intention whatever of resigning.
- Ne olursa olsun istifa etmeye niyetim yok.
She's made up her mind to quit the company.
- O şirketten istifa etmek için kararını verdi.
I've spent so many years as chairman that I feel it's time I stepped down.
- Başkan olarak uzun yıllar geçirdim, zamanın geldiğini hissettiğim için istifa ettim.
Tom quietly stepped down.
- Tom sessizce istifa etti.
I don't want to resign my job at present.
- Şu andaki işimden istifa etmek istemiyorum.
He has no choice but to resign.
- İstifa etmekten başka seçeneği yoktu.