Here's a treat for you. - İşte sizin için bir ikram.
When I visited my friend in Nagano, I was treated to delicious soba. - Nagano bölgesindeki arkadaşımı ziyaret ettiğimde, bana lezzetli soba ikram edildi.
1. to offer or give (food, drink, cigarettes, etc.) to (a guest). 2. to treat (someone) very hospitably. 3. to offer or give (someone) (something). 4. to reduce the price by (a specified amount); to reduce the price for (someone) by (a specified amount): Sana iki bin lira ikram ederim. I'll reduce the price for you by two thousand liras
(Osmanlı Dönemi) Allah'ın lütfu ve ihsanı.(İkramın izharı, yani Allah'ın lütfu ve ihsanı olan ikramın izharı tahdis-i nimettir. İnsanın nefsi, Allah'ın lütfunu kendine isnad etmez. Çünkü kesbinin medhali yoktur.)