i̇kram

listen to the pronunciation of i̇kram
التركية - الإنجليزية

تعريف i̇kram في التركية الإنجليزية القاموس.

ikram
treat

Here's a treat for you. - İşte sizin için bir ikram.

When I visited my friend in Nagano, I was treated to delicious soba. - Nagano bölgesindeki arkadaşımı ziyaret ettiğimde, bana lezzetli soba ikram edildi.

ikram
offering or giving (food, drink, cigarettes, etc.) to (a guest)
ikram
treating with respect and honour; gift, kindness; discount, reduction
ikram
gift
ikram
reduction
ikram
kindness
ikram
(Ticaret) rebate
ikram
discount
ikram
gift, present
ikram
reduction in price
ikram
treating (someone) very hospitably, great hospitality
ikram
offering or giving (something)
ikram etmek
treat
ikram etmek
offer
ikram etme
entreating
ikram etmek
discount
ikram etmek
help somebody to something
ikram etmek
entertain
ikram etmek
show honour to
ikram etmek
treat to
ikram servisi
(Havacılık) catering
Fukarayı bir kahve ile savarsın zengine ne ikram edem şaşarsın
(Atasözü) The poor are slighted, the rich are courted
ikram edilmek
be treated to smth
ikram edilmiş
entreated
ikram etmek
help smb. to smth
ikram etmek
a) to show honour to b) to offer, to treat to c) to discount
ikram etmek
spring
ikram etmek
1. to offer or give (food, drink, cigarettes, etc.) to (a guest). 2. to treat (someone) very hospitably. 3. to offer or give (someone) (something). 4. to reduce the price by (a specified amount); to reduce the price for (someone) by (a specified amount): Sana iki bin lira ikram ederim. I'll reduce the price for you by two thousand liras
ikram hizmeti
complementary food and drink
ikram servis sanayi
catering industry
ikram servis ticareti
catering trade
ikram servisi yapan kişi veya kuruluş
caterer
ikram servisi yapma
catering
izazü ikram
respect and entertaining
izzet ü ikram entertaining
(someone) royally
size bir içki ikram edebilir miyim
May I offer you a drink
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) İltifat olarak bir şeyler vermek
(Osmanlı Dönemi) Hesap dışı verilen şey veya yapılan indirme, tenzilât
(Osmanlı Dönemi) Bağış
(Osmanlı Dönemi) Allah'ın lütfu ve ihsanı.(İkramın izharı, yani Allah'ın lütfu ve ihsanı olan ikramın izharı tahdis-i nimettir. İnsanın nefsi, Allah'ın lütfunu kendine isnad etmez. Çünkü kesbinin medhali yoktur.)
(Osmanlı Dönemi) Ağırlamak. Hürmet etmek. Saygı göstermek
ikram
Bir şeyi armağan olarak verme, sunma
ikram
Konuğu ağırlama
ikram
Sunulan şey
ikram
Alışverişte satıcının alıcıya yaptığı indirim
ikram
Bir şeyi armağan olarak verme, sunma: "Üstat, bunların ikram olduğunun farkında değildi."- Ç. Altan
zülcelâl-i vel-ikrâm
(Adlar, İsimler) Hem azamet, hem de fazl-u kerem sâhibi olan Allah
ikram etmek
Fiyatta indirim yapmak
ikram etmek
bir şeyle ağırlamak, (konuğa) bir şey sunmak
i̇kram
المفضلات