Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
The climate in Japan is milder than in England.
- Japonya'da iklim İngiltere'dekinden daha ılımandır.
You'll soon get used to the climate here.
- Yakında buradaki iklime alışırsın.
Poverty is probably more difficult in colder climes.
- Yoksulluk soğuk iklimlerde muhtemelen daha zordur.
London is different from Tokyo climatically.
- Londra Tokyo'dan iklim olarak farklıdır.
For him, the arctic climate of Arkhangelsk was hell on earth, but for her, who had grown up in this region, Arkhangelsk was heaven on earth.
- Onun için, Arhangelsk'in arktik iklimi yeryüzündeki cehennemdi, ama o bölgede büyüyen diğeri için Arhangelsk yeryüzündeki cennetti.
Not all coastal regions have mild climates.
- Bütün kıyı bölgelerinin ılıman iklimleri yoktur.