işlemler

listen to the pronunciation of işlemler
التركية - الإنجليزية
transactions

Nowadays, cryptography is often used to make online communications and transactions more secure. - Günümüzde, kriptografi genellikle online iletişim ve işlemleri daha güvenli yapmak için kullanılır.

(Bilgisayar) processes

All the same, we still need a scientific account of how exactly pains are caused by brain processes. - Buna rağmen, bizim hâlâ ağrıların beyin işlemleri tarafından tam olarak nasıl neden olduğu hakkında bilimsel bir açıklamaya ihtiyacımız var.

operates
transactıons
operations

Sex change operations are now tax-deductible. - Cinsiyet değiştirme işlemleri artık vergiden düşülebilir.

It seems that certain operations cannot take place. - Belirli işlemler gerçekleşlmeyecek gibi görünüyor.

procedures

Sami performed procedures on patients. - Sami hastalar üzerinde işlemler yapardı.

I explained him the procedures. - Ona işlemleri açıkladım.

işlem
operation

The two main operations in calculus are the integral and the derivative. - İntegral ve türev, kalkülüs'te iki ana işlemdir.

Sex change operations are now tax-deductible. - Cinsiyet değiştirme işlemleri artık vergiden düşülebilir.

işlem
transaction

Nowadays, cryptography is often used to make online communications and transactions more secure. - Günümüzde, kriptografi genellikle online iletişim ve işlemleri daha güvenli yapmak için kullanılır.

I have to close this transaction within a week. - Bir hafta içinde bu işlemi kapatmak zorundayım.

işlem
process

I will buy you a new word processor. - Ben sana yeni bir kelime işlemci satın alacağım.

All the same, we still need a scientific account of how exactly pains are caused by brain processes. - Buna rağmen, bizim hâlâ ağrıların beyin işlemleri tarafından tam olarak nasıl neden olduğu hakkında bilimsel bir açıklamaya ihtiyacımız var.

işlem
procedure

There's a lot of red tape involved in this procedure. - Bu işlemle ilgili önemli ölçüde bürokrasi vardır.

This is the regular procedure. - Bu normal bir işlemdir.

işlem
{i} treatment

We carry out treatments like whitening. We also do tobacco stain removal and other cleaning procedures. - Biz beyazlatma gibi işlemleri yaparız. Ayrıca tütün lekesi çıkarırız ve diğer temizleme işlemlerini yaparız.

işlem
(Ticaret) conditions
işlem
(Bilgisayar) instruction
cari işlemler dengesi
(Ticaret) current balance
cari işlemler hesabı
(Ticaret) current account
işlem
(Bilgisayar) progress
işlem
traffic
işlem
trading
işlem
background processing
işlem
sum
kimyasal işlemler
chemical processes
nakit dışı işlemler
(Ticaret) non-cash transactions
vadeli işlemler
(Ticaret) financial futures
vadeli işlemler
(Ticaret) spot
zihinsel işlemler
(Tıp,Pisikoloji, Ruhbilim) mental processes
işlem
proceeding
işlem
op
dış işlemler
international devision
işlem
treating
işlem
activity
amaca yönelik işlemler
goal-directed processes
azami çağrı alanı; askeri sivil işlemler; görev konsepti onayı; intikal kontrol
(Askeri) maximum calling area; military civic action; mission concept approval; movement control agency
borsa sonrası sokakta devam eden işlemler
curb market
cari işlemler bilançosu
(Ticaret) balance on current account
cari işlemler dengesi
(Hukuk) balance of current accounts, current account balance
cari işlemler fazlası
(Askeri) current accounts surplus
direkt işlemler
(Ticaret) direct dealings
ekonomik işlemler
(Ticaret) economic transaction
eşanlı işlemler
concurrent operations
eşzamanlı işlemler
concurrent operations
formel işlemler
(Pisikoloji, Ruhbilim) formal operations
gereken işlemler
necessary procedures
geçersiz işlemler
illegal operations
hukuksal işlemler
(Hukuk) legal acts
işlem
processing

Two more food processing plants closed down this month. - Bu ay iki tane daha gıda işleme tesisi kapatıldı.

The customer is responsible for bank transfer processing fees. We thank you for your understanding. - Müşteri banka havalesi işlem ücretlerinden sorumludur. Anlayışınız için size teşekkür ederiz.

işlem
(Matematik) operation
işlem
banking
işlem
(borsa) bargain
işlem
(a) procedure; (a) transaction; (an) operation (any of the steps necessary to effect something)
işlem
operation , processing , process
işlem
operation; transaction; process, treatment
işlem
(Hukuk) act, operation, transaction
işlem
effect
işlem
action

Layla launched a legal action to gain custody of her three children. - Leyla, üç çocuğunun velayetini almak için yasal işlem başlattı.

No further action will be taken. - Başka bir işlem yapılmayacaktır.

lojik işlemler
logical operations
muaf tutulan işlemler
(Hukuk) exempt transactions
nakit işlemler
(Ticaret) cash business
ortopedik işlemler
(Tıp) orthopedic procedures
rastgele işlemler
random processes
somut işlemler
(Pisikoloji, Ruhbilim) concrete operations
sonraki işlemler
(Tekstil) downstream processing
temel işlemler
unit operations
temel işlemler
(Hukuk) original acts
ticari işlemler
(Hukuk) dealings
yukarıya yönelik işlemler
(Ticaret) upstream transactions
yıllık işlemler
(Ticaret) yearly operations
şüpheli mali işlemler
(Hukuk) suspicious financial transactions
التركية - التركية

تعريف işlemler في التركية التركية القاموس.

işlem
Sayıları karşı karşıya getirip belirli birtakım kurallara uygun olarak birbiri üzerine etkilendirme yöntemi
işlem
Sayıları karşı karşıya getirip belirli birtakım kurallara uygun olarak, birbiri üzerine etkilendirme yöntemi
işlem
Nakit veya menkul değerleri kullanarak alım satım, takas, borçlanma vb. piyasa hareketi
işlem
Madde üzerinde her türlü değişim yapma işi, muamele
işlem
Bir işi sonuçlandırmak için yapılan iş veya uygulamaların hepsi, muamele
işlem
Ham veya ara malları ve maddeleri fiziksel, kimyasal değişikliklerle daha uygun, kullanılır duruma getirme, muamele
İşlem

İşleyen demir paslanmaz. - İşlemeyen demir pas tutar.

İşlem
muamele
işlemler
المفضلات