işareti

listen to the pronunciation of işareti
التركية - الإنجليزية
the mark
mayday
işaret
marker

I need three markers. - Üç tane işaretleyiciye ihtiyacım var.

işaret
cue

Tom doesn't understand social cues. - Tom sosyal işaretleri anlamıyor.

işaret
{s} signal

We must pay attention to traffic signals. - Trafik işaretlerine dikkat etmeliyiz.

This signal means don't walk. - Bu işaret yürüme anlamına gelir.

işaret
mark

What does this mark mean? - Bu işaret ne anlama geliyor?

Mark the right answer. - Doğru cevabı işaretleyin.

işaret
{i} token
işaret
{i} sign

Thunder has been explained scientifically, and people no longer believe it is a sign that the gods are angry with them, so thunder, too, is a little less frightening. - Gök gürültüsü bilimsel olarak açıklanmıştır, ve insanlar onun tanrıların insanlara kızgın olduğunun bir işareti olduğuna artık inanmıyorlar, bu yüzden gök gürültüsü de biraz daha az korkutucudur.

He signaled that I should follow him. - O, benim onu izlemem gerektiğinin işaretini verdi.

işaret
{i} trace
işareti '&'
ampersand
işareti olmak
signify
işareti olmak
(kötü) portend
işareti olmak
bode
işareti olmak
augur
işareti olmak
denote
işaret
{i} gesture

Tom gestured for Mary to sit down. - Tom Mary'nin oturması için işaret etti.

Tom gestured for Mary to go inside. - Tom Mary'nin içeri girmesi için işaret etti.

işaret
glimpse
soru işareti
question mark

The Greek question mark looks like a semicolon. - Yunan soru işareti, bir noktalı virgül gibi görünüyor.

Where you're sure, put question marks. - Emin olduğunuz yerde soru işareti koyun.

doğrulama işareti
tick
işaret
indication

Her slurred speech was an indication that she was drunk. - Onun geveleyerek konuşması onun sarhoş olduğunun bir işaretiydi.

I see no indication of that ever happening. - Onun olup bittiğine dair bir işaret görmüyorum.

işaret
{i} indicator
işaret
{i} earmark
işaret
{i} signature
trafik işareti
traffic sign; road sign
trafik işareti
traffic sign
tırnak işareti
quotes
ünlem işareti
exclamation mark
baş işareti
nod
işaret
badge
işaret
{i} touch

The old German mail carrier did not want to touch the package marked gift. - Yaşlı Alman posta taşıyıcı hediye işaretli pakete dokunmak istemedi.

durak işareti
(Muzik) hold
eksi işareti
minus
işaret
landmark

Are there any landmarks? - Doğal sınır işaretleri var mı?

işaret
(Tıp) label
işaret
flag
işaret
marking

The teacher is busy marking papers. - Öğretmen kağıtları işaretlemekle meşgul.

There is a fence marking the boundary between our yard and the neighbor's. - Bizim ve komşunun avlusu arasındaki sınırı işaretlemek için bir çit vardır.

işaret
(Bilgisayar) mark with
işaret
stamp
işaret
precursor
işaret
bookmark
işaret
(Matematik) notation
işaret
reference mark
işaret
singe
işaret
colour
işaret
vestige
işaret
portent
kale işareti
(Spor) plate
kargo işareti
(Askeri) shipping mark
kesir işareti
(Bilgisayar) fraction
marka işareti
(Ticaret) brand mark
nakliye işareti
(Askeri) shipping mark
nirengi işareti
(Askeri) bench mark
referans işareti
bench mark
renklilik işareti
chrominance signal
sayfa işareti
bookmark
seviye işareti
bench mark
tehlike işareti
threat
toplama işareti
positive sign
video işareti
(Teknik,Televizyon) video signal
vurgu işareti
(Bilgisayar) emphasis mark
vurgu işareti
(Bilgisayar) grave accent
vurgu işareti
(Dilbilim) stress mark
vurgu işareti
(Dilbilim) accent
artı işareti
cross
işaret
harbinger
işaret
hint
işaret
spark
işaret
tittle
işaret
denotation
işaret
pledge
işaret
motion

The patrolman motioned me to pull over. - Kenara çekilmem için polis bana işaret etti.

He motioned me to stand up. - O, ayağa kalkmam için eli ile işaret etti.

işaret
prognostic
işaret
stencil
işaret
semeion
işaret
score
yol işareti
road sign

What is written on the road sign? - ONE WAY. - Yol işaretinde ne yazılı? - TEK YÖN.

ışıklı trafik işareti
traffic light
büyüktür işareti
greater then sign
haç işareti
sign

The priest made the sign of the cross. - Papaz haç işaretini yaptı.

işaret
augury
işaret
beacon

The advent of the euro is the beacon for the new millennium. - Euronun gelişi yeni binyılın işaretidir.

küçüktür işareti
less then sign
noktalama işareti
Punctuations mark
sus işareti
mute point
ti işareti
tide mark
şapka işareti
hat sign
acele işareti
(Askeri) urgent signal
acil işareti
emergency signal
aksan işareti
grave accent
aksan işareti
grave
aksan işareti
(Dilbilim) accent mark

You forgot the accent mark. - Aksan işaretini unuttunuz.

Don't forget to put an accent mark! - Aksan işareti koymayı unutma!

aksan işareti
accent

Don't forget to put an accent mark! - Aksan işareti koymayı unutma!

You forgot the accent mark. - Aksan işaretini unuttunuz.

aksan işareti rengi
(Bilgisayar) diacritic color
alan sonu işareti
end-of-field mark
alarm gösterge işareti
(Askeri) alarm indication signal
alarm işareti
alert
alarm işareti
alarm signal
artı işareti
positive sign, plus sign
artı işareti
positive sign
artırılmış açı işareti; rasgele erişimli bellek
(Askeri) raised angle marker; random access memory
avans işareti
(Otomotiv) timing mark
ayırma işareti
separate
azami su kesimi işareti
plimsoll mark
azami su kesimi işareti
plimsoll line
bağlı nota işareti
bind
baş işareti
beck
baş işareti yapmak
beckon
başarısızlık işareti
the writing on the wall
başlama işareti
cue
başlangıç işareti
start signal
başvurma işareti
diesis
bellek işareti
storage mark
bitme işareti
(Bilgisayar,Teknik) stop signal
bölme işareti
division sign
bölüm işareti
section mark
cope işareti
(Tıp) cope sign
crowe işareti
(Tıp) crowe sign
cyril ogle işareti
(Tıp) cyril ogle sign
denetim işareti
control mark
deniz işareti
sea mark
derece işareti
graduation
derinlik işareti
(Turizm) depth marking
devam işareti
go ahead!
dipnot işareti
(Bilgisayar) footnote mark
dizin işareti
index marker
dosya işareti
file marker
dosya sonu işareti
end-of-file mark
duman işareti
smoke signal
dur işareti
stop sign

He didn't see the stop sign and almost hit the child crossing the street. - O, dur işaretini görmedi ve neredeyse caddeyi geçen çocuğa vuracaktı.

He failed to see the stop sign at the intersection and hit an oncoming car. - Kavşaktaki dur işaretini göremedi ve gelen bir arabaya vurdu.

düzeltme işareti
caret
düzeltme işareti
circumflex

The circumflex accent doesn't exist in Spanish. - İspanyolcada düzeltme işareti yoktur.

düzeltmeimi/işareti
circumflex, circumflex accent
eksi işareti
minus sign
eksi işareti simgesi
(Bilgisayar) negative sign symbol
el işareti
high sign
el işareti
waft
el işareti
sign manual
etiket merkezleme işareti
label registration mark
fosforlu yol işareti
cat's eye
gazete işareti
(Tıp) forement paper sign
gedik işareti
(Askeri) gap marker
gelgit işareti
tidemark
geçme işareti
cue mark
gidilecek yer işareti
(Bilgisayar) go to bookmark
gizlilik işareti
(Bilgisayar) privacy mark
grup işareti
group mark, group marker
gösterge işareti
(Otomotiv) indicator mark
göz işareti
wink
güvenlik işareti
safety sign
harita işareti
(Askeri) conventional sign
haç işareti
the sign of the cross
haç işareti yapmak
cross
ihbar işareti
caution board
ihbar işareti
danger sign
ihbar işareti
as per advice
ikaz işareti
warning signal
ilgi işareti; muhabere işletme talimatları; uzayda cisimlerin teşhisi
(Askeri) signal of interest; signal operating instructions; space object identification
imdat işareti
distress signal
imdat işareti
Mayday call
imdat işareti
distress signal; SOS
imdat işareti
s.o.s signal
inceltme işareti
circumflex

The circumflex accent doesn't exist in Spanish. - İspanyolcada inceltme işareti yoktur.

inceltme işareti
circumflex accent
ivedilik işareti
(Askeri) precedence designation
işaret
chop
işaret
character
işaret
graph
işaret
logotype
işaret
index

The hand has five fingers: the thumb, the index finger, the middle finger, the ring finger, and the pinky. - Elin beş parmağı var: başparmak, işaret parmağı, orta parmak, yüzük parmağı ve serçe parmak.

His index finger is shorter than his ring finger. - Onun işaret parmağı yüzük parmağından daha kısadır.

işaret
logo
işaret
clew
işaret
gesture, signal
işaret
symbol
işaret
ensign
işaret
device
işaret
clue
işaret
distinguishing mark
işaret
sign, indication; mark; signal
işaret
foretoken
işaret
note
işaret
{i} representation
işaret
diacritic
işaret
mort
işaret
monomark
işaret
{i} symptom
işaret
pressmark
işaret
{i} prognostication
işaret
caret
işaret
kenning
işaret
nod

A nod is a sign of agreement. - Bir baş sallama bir onay işaretidir.

Tom signaled Mary with a nod. - Tom başını sallayarak Mary'ye işaret etti

işaret
{i} tick
işaret
segno
kalite işareti
plate mark
kalite işareti
(Ticaret) quality mark
kalite işareti
hallmark
kalite işareti
(Ticaret) countermark
kalite onay işareti
(Ticaret) certification mark
kayma işareti
(Bilgisayar) glide point
kaynakça işareti
reference mark
kayıt işareti
record mark
kesim işareti
segment mark
kesme işareti gram
apostrophe
kontrol işareti
check
kontrol işareti koymak
check off
kontrol işareti koymak
check
korsan bayrağı işareti
skull and crossbones
kulak işareti
earmark
kurtarmayı başlatma işareti
(Askeri) recovery activation signal
kök işareti
radical sign
kök işareti
radical
kürekçilere hareket işareti vermek
stroke a boat
kütük işareti
file marker
kıvılcım açısı işareti
spark angle word
mecburiyet işareti
mandatory sign
med cezir bölgesi işareti
tidemark
meydan tanıtma işareti
(Havacılık) aerodrome identification sign
mil işareti
milepost
model işareti
(Askeri) model designation
montaj işareti
(İnşaat) erection mark
mucize işareti
sign
التركية - التركية

تعريف işareti في التركية التركية القاموس.

geri dönüşüm işareti veanlamı
yooooooooooook iğreç bir site yaaaa
MEDD İŞARETİ
(Osmanlı Dönemi) Hemze ile elifin birleşmesi
MEDD İŞARETİ
(Osmanlı Dönemi) Harekenin uzun okunacağını gösteren işaretin adı
bölme işareti
Bölme işleminin yapılacağını ifade eden bölü "/" işareti
denden işareti
Denden
düzeltme işareti
Kalın olup da ince okunan ünlülerle birlikte bulunan g, k, l ünsüzlerini ve önünde bulunan ünlüleri ince okutmak veya yabancı kelimelerde uzun okunması gereken ünlüleri belirtmek için kullanılan işaretin adı, şapka: âdet, âlem, âşık; kâğıt, tezgâh; ilâç, telâş vb
inceltme işareti
Düzeltme işareti
işaret
Anadolu da sessiz ve sözsüz oyunlara veriLen ad
işaret
El, yüz hareketleriyle gösterme
işaret
Belirti, gösterge, levha, tabela, alamet
işaret
Anlam yükletilen şey, anlamlı iz, im
işaret
El, yüz hareketleriyle gösterme: "Artık işaretleri bırakmış, konuşuyor, bir taraftan da saçlarını düzeltiyor."- R. H. Karay
kesme işareti
Özel adlara getirilen ekleri, iki sözün birleşmesi sırasında ortaya çıkan ses düşmesini veya bazı yabancı sözlerin kesintili okunacağını belirtmek için kullanılan ( ' ) işaretinin adı, apostrof
kök işareti
Kök alma işlemini gösteren " " işareti
noktalama işareti
Noktalama işaretleri
soru işareti
Soru cümlelerinin sonuna konan işaret
tek tırnak işareti
Bir anlatım içinde çift tırnakta verilen bir alıntının içinde yer alan bir başka sözü tek tırnak arasında gösterme ve bu tek tırnak (' ') işaretini kullanma
ti işareti
Borazanla ti sesi çıkararak verilen işaret
toplama işareti
Toplama işlemini ifade eden + işareti
tırnak işareti
Bir metnin içinde başkasından aktarılan yazı veya sözlerin başına ve sonuna konan "..." işareti
yol işareti
Yarış yolunda, yol gösteren oklar veya levhalar
çarpma işareti
Çarpma işleminin yapılmasını sağlayan x işareti
çıkarma işareti
Çıkarma işlemini anlatan işaret
ünlem işareti
Sevinç, kıvanç, acı, korku, şaşma gibi duyguları anlatan cümlelerin sonuna konan bir noktalama işareti
İŞARET
(Osmanlı Dönemi) Ist: Doğrudan doğruya olmadan, hatırlatma suretiyle verilen emir. (Münasebat-ı tevafukiye eğer taaddüt etse ve ayrı ayrı cihetinden bir hâdiseye muvafık gelse, hem bilhassa makama mutabık, hem bilhassa kelâmın mânâsına muvafık ve müeyyid olsa, o muvafakat o vakit işaret derecesine çıkar. Evet muzaaf münasebet, işarettir. M.)
İŞARET
(Osmanlı Dönemi) Bir şeyi bir vasıta ile (el, göz, kaş veya parmakla) göstererek bildirmek
İŞARET
(Osmanlı Dönemi) Nişan, alâmet, belli bir iz
İşaret
im
İşaret
bel
İşaret
(Osmanlı Dönemi) DELALET
İşaret
sim
şapka işareti
bakınız: şapka
işareti
المفضلات