içerisinde

listen to the pronunciation of içerisinde
التركية - الإنجليزية
within

Within days, Japan captured the American island of Guam. - Birkaç gün içerisinde, Japonya, Amerikan Guam adasını ele geçirdi.

Apparently, we'll be getting a raise within two months. - Görünüşe göre, biz iki ay içerisinde bir artış alacağız.

inside

There's something inside this box. - Bu kutunun içerisinde bir şey var.

Get all these people inside the cave. - Mağaranın içerisindeki bütün bu insanları alın.

inside of
interior
içeri
in
içinde, içerisinde
(Hukuk) within
içeri
{s} indoor

I prefer to stay indoors. - Ben içeride kalmayı tercih ederim.

Do you wear shoes indoors? - İçeride ayakkabı giyer misin?

içeri
indoors

Do you wear shoes indoors? - İçeride ayakkabı giyer misin?

We spent all day indoors. - Biz bütün günü içeride geçirdik.

içeri
clink
içeri
(Bilgisayar) outset
yıl içerisinde
yearly
belirtilen süre içerisinde
within the time specified amount of time
belirtilen süre içerisinde
within the specified period of time
içeri
go inside
İçeri
come inside
bir saat içerisinde alabilirsiniz
You can pick it up in an hour
bolluk içerisinde yaşamak
ride the gravy train
bugün içerisinde alabilirsiniz
You can pick it up later today
hızlı gelişme içerisinde
with rapid strides
içeri
(moving) in, inside, within; indoors; into the interior; inland: Feriha içeri girdi. Feriha went inside. Büyük İskender ordusunu içeri yürütmeye karar verdi. Alexander the Great decided to march his army into the interior
içeri
inside, interior; clink, the cooler, the nick, the can" " kodes; in, inside, to the inside
içeri
within

Tom should be here within fifteen minutes. - Tom on beş dakika içerisinde burada olmalı.

The school is within walking distance of my house. - Okul evimin yürüme mesafesi içerisindedir.

içeri
(a person's) true self, heart, soul
içeri
(Konuşma Dili) jail, prison
içeri
inside, interior, inner part: Evin dışı çirkin, fakat içerisi güzel. The house's exterior is ugly, but its interior is attractive
içeri
inner, interior, inside: içeri daire the inner apartment
kapsamı içerisinde olmak
fall under
liste içerisinde
(Bilgisayar) my list has
sinerji içerisinde
synergistically
tam bir gizlilik içerisinde
in strict confidence
التركية - التركية

تعريف içerisinde في التركية التركية القاموس.

içeri
Hapishane
içeri
Gönül, yürek
içeri
İç yana, iç yana doğru
içeri
İç yüzeyde, iç bölümde olan
içeri
Belirtilen durumunda, iç, iç yüzey. İç yüzeyde, iç bölümde olan. İç yana, iç yana doğru: "İçeri girmekten korkarak bahçedeki demir kanepeye oturmak istedi."- P. Safa
içeri
Belirtilen durumunda, iç, iç yüzey
içeri
İç yan, iç bölüm
içeri
in
içerisinde
المفضلات