Ne güzel bir gökkuşağı!
- What a beautiful rainbow!
Ben senden daha güzelim.
- I am more beautiful than you.
Buz pateni zarif ve güzel olabilir.
- Ice skating can be graceful and beautiful.
O güzel ve ayrıca çok zarif.
- She is beautiful, and what is more, very graceful.
Tom sadece güzel kızlardan hoşlanıyor.
- Tom likes only beautiful girls.
O en güzel çiçekten hoşlanır.
- He likes the most beautiful flower.
Piknik için harika bir gün, değil mi?
- Isn't it a beautiful day for a picnic?
Gökyüzünün harika rengi az sonra yok oldu.
- The beautiful color of the sky soon faded away.
Bu çiçek tatlı kokuyor.
- This flower smells beautiful.
O güzel değildi ama onun büyük, nazik kahverengi gözleri ve tatlı bir gülümsemesi vardı.
- She wasn't beautiful, but she had big, kind brown eyes and a sweet smile.
Beautiful! What a catch! (referring to an athlete catching a ball).