Neler olduğu hakkında saatlik bir güncelleştirme istiyorum.
- I want an hourly update about what's happening.
Saatlik ücretin ne kadar?
- How much is your hourly pay?
Lütfen yarım saat bekle.
- Please wait half an hour.
Uçak saatte beş yüz kilometre hızla uçar.
- The airplane flies at a speed of five hundred kilometers per hour.
Ben okula gitmeden önce bir saatlik koşuya vakit ayırdım.
- I put in an hour of jogging before I go to school.
Çocukken odamda yalnız başına kitap okuyarak çok fazla zaman geçirdim.
- When I was a child, I spent many hours reading alone in my room.
Birkaç sayfa ingilizceyi çevirmek iki saatten daha fazla zamanımı aldı.
- It took me more than two hours to translate a few pages of English.
There are hourly express buses.
Express buses depart hourly.
She never reads her hourly report, but let her hourlies be fifteen minutes late and she raises a ruckus.
I spent an hour at lunch.
My passions from a common spring.