التركية - الإنجليزية
تعريف horozları في التركية الإنجليزية القاموس.
- roosters
I think the crest on the top of the head of roosters is attractive.
-Sanırım horozların başının üstündeki ibik çekici.
- horoz
- cock
Tom likes cockfighting.
-Tom horoz dövüşünü sever.
You know what they say: long nose, long cock.
-Ne derler bilirsin: Uzun burun, uzun horoz.
- horoz
- {i} rooster
A dead rooster does not fear the fire.
-Ölü bir horoz ateşten korkmaz.
There are about seventy hens in the henhouse, but only one rooster.
-Kümeste yaklaşık yetmiş tavuk ama sadece bir horoz var.
- horoz
- (Tekstil) thread take-up
- horoz
- (Askeri,Avcılık) hammer
- horoz
- (Askeri) percussion hammer
- horoz
- (Tekstil) rotary thread take-up
- horoz
- chanticleer
- horoz
- firing pin
- horoz
- (silah) striker
- horoz
- cock, rooster; (silahta) hammer, cock
- horoz
- hammer (of a gun), cock
- horoz
- bridge (of a lock)
- horoz
- cock, rooster
- horoz
- (Tabiat Doğa) (kuş) rooster
- horoz
- slang tough guy, tough
- horoz
- (tüfek vb.) firing-pin
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف horozları في التركية التركية القاموس.
- Horoz
- künkül
- Horoz
- dik
- Horoz
- (Osmanlı Dönemi) DİK
- horoz
- Tavukgillerden, tavuğun erkeği olan kümes hayvanı
- horoz
- Ateşli silahlarda çakmak taşına veya merminin kapsülüne vurmaya yarayan metal parça: "Çifteler dolduruldu, horozlar çekildi, iki el silah atıldı."- O. V. Kanık
- horoz
- Ateşli silâhlarda çakmak taşına veya merminin kapsülüne vurmaya yarayan metal parça
- horoz
- Kabadayı erkek
- horoz
- Kapı zembereğinin mandalı
المصطلحات ذات الصلة
horozları
الواصلة
ho·roz·la·rıResimler
المفضلات