He's pretty tolerant of different political views, but don't ask him about religion.
These plants are tolerant of drought and sunlight.
I have no tolerance of cowards.
- Korkaklara hiçbir hoşgörüm yok.
Drugs can cause both dependency and tolerance.
- İlaçlar hem bağımlılık hem de hoşgörüye sebep olabilir.
Thank you for your indulgence.
- Hoşgörününüz için size teşekkür ederim.
Do not mistake patience for forbearance.
- Sabrı hoşgörü ile karıştırmayın.
I thank you for your leniency.
- Hoşgörün için sana teşekkür ederim.