The pigeon flew swiftly down to the earth. He was much larger than a turkey.
- Güvercin yeryüzüne hızla uçtu. O bir hindiden çok daha büyüktü.
Tom swiftly approached Mary and snatched her purse from her.
- Tom hızla Mary'ye yaklaştı ve cüzdanını ondan kapkaç yaptı.
The argument quickly got out of control.
- Tartışma hızla kontrolden çıktı.
He acted quickly and put out the fire.
- O hızla hareket etti ve yangını söndürdü.
The announcer can talk rapidly.
- Spiker hızla konuşabilir.
I felt my heart beating rapidly.
- Kalbimin hızla çarptığını hissettim.
Koko continued to learn fast.
- Koko, hızla öğrenmeye devam etti.
The market for luxury goods is growing fast.
- Lüks ürün pazarı hızla büyüyor.
The birds chirp loudly while flying rapidly.
- Kuşlar hızla uçarken yüksek sesle cıvıltı yaparlar.
She quickly went up the stairs.
- O hızla merdivenlerden yukarı gitti.
The argument quickly got out of control.
- Tartışma hızla kontrolden çıktı.
Software is getting slower more rapidly than hardware becomes faster.
- Yazılım donanımın hızlanmasından daha hızlı yavaşlıyor.
Since the student has worked very hard, he is making rapid progress.
- Öğrenci sıkı çalıştığından beri hızla ilerliyor.
Light travels at a velocity of 186,000 miles per second.
- Işık saniyede 186.000 millik bir hızla hareket eder.
The velocity of light is about 186,000 miles per second.
- Işık hızı saniyede yaklaşık 186.000 mildir.
In towns, speed is limited to 50 km/h.
- Şehirlerde hız sınırı 50 km / h dir.
Come on, Arianna, speed up or we'll never get there!
- Haydi Arianna, hızlan, yoksa asla oraya ulaşamayacağız!
He walked at a quick pace.
- O büyük bir hızla yürüdü.
Tom does things at his own pace.
- Tom işleri kendi hızınızda yapar.
The growth rate of the Japanese economy will top 0.7% this year.
- Japon ekonomisinin büyüme hızı bu yıl % 0.7'yi geçecek.
I'm amazed by the rate at which industries grow.
- Sanayinin büyüme hızına şaşırdım.
The application allows you to quickly calculate the ratio of body mass index - BMI.
- Uygulama, vücut kütle indeks oranını hızlı bir şekilde hesaplamanı sağlıyor.
This ship can reach extremely high speeds.
- Bu gemi, son derece yüksek hızlara ulaşabilir.
In the future, humans will use spaceships to travel around the galaxy at speeds faster than light.
- Gelecekte, insanlar ışıktan daha hızlı hızlarda galaksi etrafında seyahat etmek için uzay gemileri kullanacaktır.
The battle quickly became fierce and bloody.
- Savaş hızla şiddetli ve kanlı oldu.
The mistake hastened his retirement.
- Hata onun emekliliğini hızlandırdı.
Mary hastened back to her room.
- Mary hızla odasına geri döndü.
He headed for the door at full speed.
- O, son hızla kapıya doğru gitti.
On hearing the whistle, they started at full speed.
- Onlar düdük sesini duyduklarında son hızla başladılar.