hissedilmemiş

listen to the pronunciation of hissedilmemiş
التركية - الإنجليزية
unfelt
{a} not felt, not perceived, simple, easy
Not felt; without feeling
Insincere
{s} not felt
hisset
{f} felt

I felt an uncomfortable tightness in my chest. - Göğsümde tatsız bir daralma hissettim.

She felt uneasy when the children did not come home. - Çocuklar eve gelmediği zaman huzursuz hissetti.

hisset
{f} feeling

I'm not feeling too well. - Ben çok iyi hissetmiyorum.

We love our mother almost without knowing it, without feeling it, as it is as natural as to live. - Biz neredeyse bilmeden, hissetmeden annemiz severiz, çünkü o yaşamak kadar doğaldır.

hisset
{f} sensing

Sensing danger, he ran away. - Tehlikeyi hissetti, kaçtı.

hisset
{f} feel

I find it necessary to be able to say what I feel. - Ne hissettiğimi söyleyebilmeyi gerekli buluyorum.

Feeling tired after his walk in the country, he took a nap. - Kırsaldaki yürüyüşünden sonra yorgun hissettiği için şekerleme yaptı.

التركية - التركية

تعريف hissedilmemiş في التركية التركية القاموس.

HİSSET
(Osmanlı Dönemi) Cimrilik. Bahillik. Tamahkârlık
HİSSET
(Osmanlı Dönemi) Alçaklık
hisset
Cimrilik, pintilik
hisset
Cimri
hissedilmemiş
المفضلات