We all missed the imperceptible shake of his head as he tried to warn us without being seen.
Words cannot describe the horror I felt.
- Kelimeler hissettiğim korkuyu anlatamaz.
I felt an uncomfortable tightness in my chest.
- Göğsümde tatsız bir daralma hissettim.
I'm not feeling too well.
- Ben çok iyi hissetmiyorum.
Feeling tired after his walk in the country, he took a nap.
- Kırsaldaki yürüyüşünden sonra yorgun hissettiği için şekerleme yaptı.
Sensing danger, he ran away.
- Tehlikeyi hissetti, kaçtı.
We love our mother almost without knowing it, without feeling it, as it is as natural as to live.
- Biz neredeyse bilmeden, hissetmeden annemiz severiz, çünkü o yaşamak kadar doğaldır.
Feeling tired after his walk in the country, he took a nap.
- Kırsaldaki yürüyüşünden sonra yorgun hissettiği için şekerleme yaptı.