heyecansız

listen to the pronunciation of heyecansız
التركية - الإنجليزية
lowpitched
passionless
unemotional
unexcited, calm
unimpassioned
unexcitable, unflappable, level-headed, calm
unexciting
unexcited
unsensational
nonchalant
unexcited, stolid; unexciting
tame
emotionless
stolid
unruffled
lymphatic
matteroffact
heyecan
thrill

In the most thrilling moment, everyone looked very tense. - En heyecanlı anda herkes çok gergin görünüyordu.

My cat is thrilled with joy when she gets fish for dinner. - Kedi akşam yemeği için balık aldığında sevinçten heyecanlandı.

heyecan
{i} excitement

When the excitement died down, the discussion resumed. - Heyecan azalınca,tartışma devam etti.

Don't you want a little excitement? - Birazcık heyecan istemez misin?

heyecansız şey
damp squib
heyecan
sensation

That was a respectable performance, but it definitely wasn't sensational. - Bu saygın bir performans oldu, ama kesinlikle heyecan verici değildi.

The movie created a great sensation. - Film büyük bir heyecan yarattı.

heyecan
excitement, thrill, flutter, fluster, the jitters, kick; enthusiasm, emotion
heyecan
{i} fever

You're still feverish. - Sen hâlâ heyecanlısın.

heyecan
{i} emotion

She didn't display any type of emotion. - O herhangi tipte heyecan göstermedi.

Tom listened to what Mary had to say without showing any emotion. - Tom Mary'nin söylemek zorunda olduğu şeyi herhangi bir heyecan göstermeden dinledi.

heyecan
{i} spice
heyecan
affect
heyecan
{i} stir

The news caused a huge stir. - Haber büyük bir heyecan yarattı.

The news is creating a stir. - Haber heyecan yaratıyor.

heyecan
taking
heyecan
trepidation
heyecan
jitter
heyecan
agitate

I feel tense and agitated when I have too much work to do. - Yapacak çok işim olduğu zaman gergin ve heyecanlı hissediyorum.

Tom is still very agitated. - Tom hâlâ çok heyecanlı.

heyecan
ery
heyecan
enthusiasim
heyecan
whirl
heyecan
turn

He turns me on when he wears those clothes. - O, bu elbiseyi giydiği zaman beni heyecanlandırır.

She turned on her lover. - O, aşkını heyecanlandırdı.

heyecan
ardour
heyecan
storm
heyecan
flutter
heyecan
buck fever
heyecan
perturbation
heyecan
scene

That's a heartwarming scene. - Bu heyecanlandırıcı bir sahne.

heyecan
flurry
heyecan
tumult
heyecan
spirit
heyecan
jitters
heyecan
ferment
heyecan
feeling
heyecan
tizzy
heyecan
stew
heyecan
vibe
heyecan
excited to
heyecan
thrill to

It's always a thrill to play with you. - Seninle oynamak her zaman bir heyecan.

heyecan
ardour [Brit.]
heyecan
animation
heyecan
flush
heyecan
fermentation
heyecan
agitation
heyecan
flap
heyecan
ardor
heyecan
commotion
heyecan
fire
heyecan
excitement; ardor; agitation; emotion
heyecan
enthusiasm

The children played in the mud with enthusiasm. - Çocuklar heyecanla çamurda oynadılar.

I don't share your enthusiasm. - Ben de senin heyecanını paylaşmıyorum.

heyecan
exaltation
heyecan
dither
heyecan
bang
heyecan
drama

It was a dramatic moment. - Heyecan verici bir andı.

heyecan
suspense (pleasant excitement as to the outcome of a situation)
heyecan
the shivers
heyecan
tension
heyecan
{i} kick

Did you do it just for kicks? - Sadece heyecan olsun diye mi bunu yaptın?

He killed the old lady just for kicks. - Sadece heyecan olsun diye yaşlı bayanı öldürdü.

heyecan
{i} rhapsody
heyecan
{i} vibes
heyecan
fluster
heyecan
{i} yeast
heyecan
swivet
heyecan
splash
heyecan
{i} twitter
heyecan
state

Tom was in a very agitated state. - Tom çok heyecanlı bir durumdaydı.

heyecan
{i} ruffle
heyecan
{i} furore
heyecan
{i} wallop
heyecan
frisson
heyecan
{i} furor
heyecan
{i} vibration
heyecan
{i} pucker
heyecan
{i} warmth
heyecan
{i} springtide
heyecan
{i} glow
heyecan
razzle dazzle
heyecan
{i} tingle
heyecan
{i} shiver
التركية - التركية

تعريف heyecansız في التركية التركية القاموس.

HEYECANSIZ
Heyecan vermeyen
HEYECANSIZ
Çabuk, kolay heyecanlanmayan
HEYECANSIZ
Heyecanla yapılmayan
HEYECAN
(Osmanlı Dönemi) Coşkunluk. Coşmak
HEYECAN
(Osmanlı Dönemi) Birden bire şiddetle hislenme. Ürperme
heyecan
Coşku
heyecan
Sevinç, korku, kızgınlık, üzüntü, kıskançlık, sevgi gibi sebeplerle ortaya çıkan güçlü ve geçici duygu durumu
heyecansız
المفضلات