herzaman

listen to the pronunciation of herzaman
التركية - الإنجليزية

تعريف herzaman في التركية الإنجليزية القاموس.

her zaman
always

To be always honest is not easy. - Her zaman dürüst olmak kolay değildir.

Bill is always honest. - Bill her zaman dürüsttür.

herzaman hesapla
(Bilgisayar) always calc
her zaman
ever

For all his genius, he is as unknown as ever. - Bütün dehasına rağmen, o her zaman olduğu kadar bilinmiyor.

Every time cigarettes go up in price, many people try to give up smoking. - Her zaman sigara fiyatları yükseliyor, çok sayıda insan sigara içmeyi bırakmaya çalışıyor.

her zaman
any time

Any time will suit me. - Her zaman bana uygun olacaktır.

Please come and see me any time. - Lütfen her zaman beni görmeye gelebilirsin.

her zaman
for ever

Tom always blames Mary for everything. - Tom her zaman Mary'yi her şey için suçluyor.

Tom always blames me for everything. - Tom her zaman beni her şey için suçluyor.

her zaman
everytime
her zaman
all the time

He stayed there all the time. - O her zaman orada kaldı.

He was silent all the time. - O, her zaman sessizdi.

her zaman
routinely
her zaman
year

My five year old daughter always goes to kindergarten happy and full of energy. - Beş yaşındaki kızım kreşe her zaman mutlu ve enerji dolu gider.

With a microwave oven like this, it's always New Year's Eve! - Böyle bir mikrodalga fırınla, her zaman Yılbaşı gecesidir!

her zaman
all times
her zaman
all the while

She did nothing but cry all the while. - O her zaman ağlamaktan başka hiçbir şey yapmadı.

He kept smoking all the while. - O her zaman sigara içmeye devam etti.

her zaman
invariably
her zaman
in season and out of season
her zaman
forever

He will forever live on in our memories. - O her zaman anılarımızda yaşayacak.

It feels like I've known you forever. - Seni her zaman tanıdım gibi geliyor.

her zaman
at any time

An accident may happen at any time. - Bir kaza her zaman olabilir.

You can leave at any time. - Her zaman gidebilirsin.

her zaman
(deyim) for ever and a day
her zaman
every time

Every time cigarettes go up in price, many people try to give up smoking. - Her zaman sigara fiyatları yükseliyor, çok sayıda insan sigara içmeyi bırakmaya çalışıyor.

Every time I hear that song, I think of my high school days. - O şarkıyı duyduğum her zaman,lise günlerimi düşünürüm.

her zaman
e'er
her zaman
evermore
her zaman
night and day
her zaman
all along

It was you all along, wasn't it? - O her zaman sendin, değil mi?

her zaman
any old time
her zaman
always, for ever, forever, evermore
her zaman
not always
her zaman
each time
her zaman
anytime

You're welcome back anytime. - Her zaman tekrar gelebilirsin.

If there's anything at all that you don't understand, you can ask me anytime. - Anlamadığın herhangi bir şey olursa, bana her zaman sorabilirsin.

her zaman
at all times

Pay attention to your surroundings at all times. - Her zaman çevrenize dikkat edin.

Mary keeps her laptop with her at all times. - Mary dizüstü bilgisayarını her zaman yanında bulundurur.

التركية - التركية

تعريف herzaman في التركية التركية القاموس.

Her zaman
daima
Her zaman
(Osmanlı Dönemi) YEKSAN
Her zaman
her dem
her zaman
Ara vermeden, sürekli, daima, sık sık
herzaman
المفضلات