herkesten

listen to the pronunciation of herkesten
التركية - الإنجليزية
anyone else

Tom is better at science than anyone else in his class. - Tom Fen dersinde kendi sınıfındaki herkesten daha iyidir.

He did the work better than anyone else. - İşi herkesten daha iyi yaptı.

Any other person

I haven't seen anyone else here besides you and me.

every other person
herkes
everyone

Everyone has the right to form and to join trade unions for the protection of his interests. - Herkesin menfaatlerinin korunması için sendikalar kurmaya ve bunlara katılmaya hakkı vardır.

Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work. - Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.

herkesten önce
in advance of the others
herkes
everybody

He is liked by everybody. - O herkes tarafından sevilir.

Everybody knew that she was being pushy. - Onun saldırgan olduğunu herkes biliyordu.

herkes
{i} all

They all looked happy. - Herkes mutlu görünüyordu.

They all laughed at his error. - Herkes onun hatasına güldü.

herkes
anyone

Anyone can do it if they try. - Bunu herkes yapabilir, denedikleri sürece.

Tom doesn't seem to get along well with anyone. - Tom, herkesle iyi geçiniyor gibi görünmüyor.

herkes
each

Everybody in the room knew each other. - Odadaki herkes birbirini tanıyordu.

Everybody hates each other now. - Artık herkes birbirinden nefret ediyor.

herkes
high and low
herkes
young and old
herkes
whoever

You may invite whoever wants to come. - Gelmek isteyen herkesi davet edebilirsin.

I'll take whoever wants to go. - İsteyen herkesi götüreceğim.

herkes
all the world

A merry Christmas to everybody! A happy New Year to all the world! - Mutlu Noeller herkese! Tüm dünyaya mutlu bir yılbaşı!

I am as light as a feather, I am as happy as an angel, I am as merry as a school-boy. I am as giddy as a drunken man. A merry Christmas to everybody! A happy New Year to all the world. - Ben tüy kadar hafifim, bir melek kadar mutluyum, bir okul çocuğu kadar neşeliyim. Sarhoş bir adam kadar sersemim. Mutlu bir Noel herkese! Tüm dünyaya mutlu bir yılbaşı.

herkes
one and all

Thank you one and all. - Herkese teşekkür ederim.

herkes
every mother's son
herkes
anybody

The giant was not loved by anybody. - Dev herkes tarafından sevilmiyordu.

Everyone is a moon, and has a dark side which he never shows to anybody. - Herkes bir aydır, ve hiç kimseye göstermediği karanlık bir yüzü vardır.

Herkes
all hands
herkes
everyone else

In order to make us and everyone else remember this day, I ask everyone to plant a tree with us. - Bize ve başka herkese bu günü hatırlatmak için, bizimle birlikte herkese bir ağaç dikmesini rica ediyorum.

Tom decided to say nothing until everyone else had given their opinions. - Başka herkes fikrini söyleyinceye kadar Tom bir şey söylememeye karar verdi.

herkes
everybodys
herkes
to a man
herkes
everybody, everyone
herkes
every damned one
herkes
everybody, everyone, all
herkes
people

Tom thinks people shouldn't eat in public. - Tom insanların herkesin önünde yemek yememeleri gerektiğini düşünüyor.

Everybody likes polite people. - Herkes kibar insanları sever.

herkes
the whole caboodle
herkes
all and sundry
herkes
last

Death is like a race in which everyone tries to finish last. - Ölüm herkesin sonuncu bitirmek için çalıştığı bir yarış gibidir.

The committee stayed up late last night trying to work out measures that would please everyone. - Komite herkesi memnun edecek önlemleri düzenlemek için dün gece geç saatlere kadar yatmadı.

herkes
every man jack
التركية - التركية

تعريف herkesten في التركية التركية القاموس.

Herkes
cümle alem
Herkes
ortalık
Herkes
kâinat
herkes
İnsanların bütünü
herkes
İnsanların bütünü: "Neylersin ölüm herkesin başında / Uyudun uyanmadın olacak."- C. S. Tarancı
herkes
Olur olmaz kimseler
herkes
Olur olmaz kimseler: "Rastgele herkes nasihat vermeye başlamıştır."- B. Felek
herkesten
المفضلات