Hırs onu cinayete sürükledi.
- Ambition drove him to murder.
O benim ilk araba sürüşümdü.
- That was the first time I drove a car.
Tom birazcık hız limitinin üzerinde sürerse vaktinde havaalanına yetişebileceğini düşündü.
- Tom thought he could reach the airport on time if he drove a little over the speed limit.
O, kamyonu Dallas'a sürdü.
- He drove the truck to Dallas.
The cowboys rounded up the herd of cattle.
- Die Viehhirten trieben eine Herde Kühe zusammen.