You can find the same thing anywhere.
- Her yerde aynı şeyi bulabilirsin.
They looked everywhere for him, but couldn't find him anywhere.
- Ona her yerde baktılar, ama hiçbir yerde bulamadılar.
He had bruises all over after the fight.
- Uçuştan sonra her yerde morlukları vardı.
Tom was looking all over for you.
- Tom her yerde seni arıyordu.
A function that is differentiable everywhere is continuous.
- Ayırdedilebilir bir işlev her yerde süreklidir.
She is an excellent scholar, and is recognized everywhere as such.
- O, mükemmel bir bilim adamıdır, bu itibarla her yerde tanınır.
I searched high and low for my lighter but couldn't find it.
- Çakmağımı her yerde aradım ama bulamadım.
We all searched high and low for the missing documents, but they were never found.
- Biz hepimiz eksik belgeleri her yerde aradık ama onlar asla bulunmadı.
The rumor spread far and wide.
- Söylenti her yerde yayıldı.
She is an excellent scholar, and is recognized everywhere as such.
- O, mükemmel bir bilim adamıdır, bu itibarla her yerde tanınır.
A function that is differentiable everywhere is continuous.
- Ayırdedilebilir bir işlev her yerde süreklidir.
That kind of thing can't be found just anywhere.
- O tür şey her yerde bulunamaz.
Tom can sleep anywhere.
- Tom her yerde uyuyabilir.
The branch offices of the bank are located all over Japan.
- Bankanın şubeleri Japonya'nın her yerinde bulunmaktadır.
We travelled all over the country.
- Biz ülkenin her yerinde seyahat ettik.
He left his books all around the house.
- O, kitaplarını evin her yerine bıraktı.
There were flowers all around.
- Her yerde çiçekler vardı.