The principal presented each of the graduates with diploma.
- Okul müdürü mezunların her birine diplomasını sundu.
Each person paid one thousand dollars.
- Her biri bin dolar ödedi.
He paid an eternal life for each one of us.
- O her birimize sonsuz yaşam için ödeme yaptı.
Each one is responsible for his own actions.
- Her biri kendi eylemlerinden sorumludur.
I use a three-ring binder for all my subjects instead of a notebook for each one.
- Her biri için bir dizüstü bilgisayar yerine bütün konularım için üç halkalı klasör kullanırım.
I am master of all the birds in the world, and have only to blow my whistle and every one will come to me.
- Ben dünyadaki tüm kuşların efendisiyim ve sadece düdüğüme üflemek zorundayım ve her biri bana gelecektir.
Every one of them went to see that movie.
- Onların her biri o filmi izlemeye gitti.
I have faith in each and every one of you.
- Her birinize inancım var.
I gave them one thousand yen each.
- Onların her birine bin yen verdim.
Every one of them went to see that movie.
- Onların her biri o filmi izlemeye gitti.
The tickets cost 20 yen apiece.
- Biletlerin her biri 20 Yen.