hepsi hepsi

listen to the pronunciation of hepsi hepsi
التركية - الإنجليزية
all in all
Generally, all things considered

All in all, it's not a bad little restaurant.

overall, in the general balance of things, in the general scheme of things
with everything considered (and neglecting details); "altogether, I'm sorry it happened"; "all in all, it's not so bad
hepsi
anything
hepsi bu kadar teşekkürler
that's all
hepsi içinde
(Ticaret) all-inclusive
neredeyse hepsi
almost all
hemen hepsi
almost all
hepsi
the whole shooting match
hepsi
(Latin) omnium
hepsi
to a man
hepsi
aggregate
hepsi
root and branch
hepsi
the whole shoot
hepsi beraber
all told
hepsi bir
it makes no difference
hepsi bir arada
all in one
hepsi birden
to a man
hepsi birden
all at once
hepsi bu kadar
that's all
hepsi de aynı pozitif
(Ticaret) run
hepsi içinde
in all
hepsi
all

All those who take up the sword shall perish by the sword. - Kılıç çekenlerin hepsi kılıçla ölecek.

All they that take the sword shall perish with the sword. - Kılıç çekenlerin hepsi kılıçla ölecek.

hepsi
all of them
hepsi
all, all of it, all of them; in all
hepsi
entire

Tom woke up in the middle of the night and ate an entire bag of chips. - Tom gece yarısında uyandı ve bir paket cipsin hepsini yedi.

hepsi
total
hepsi
the lot
hepsi
all of it
hepsi
all of
hepsi
in all

They are five in all. - Onlar hepsi beş kişiler.

There were ten eggs in all. - Hepsi on yumurta vardı.

hepsi
the whole shebang
hepsi
all (of them, it, etc.): Çocukların hepsi geldi. All of the children came. Hepsi geldi. All of them came. Çorbanın hepsini içti. She ate all the soup. Hepsini içti. She ate it all
hepsi aynı büyüklükte
all of a size
hepsi aynı zamanda
all in unison
hepsi bir
all the same

People aren't all the same. - İnsanlar hepsi bir değil.

hepsi bir yana
everything aside
hepsi bir yana
all aside
hepsi birden sahneden çıkar
exeuntomnes
hepsi birlikte
all at once
hepsi bu kadar
That's it
hepsi bu kadar
That's all we have
hepsi bu kadar teşekkürler
stop it
hepsi bu kadar teşekkürler
that's all thanks
hepsi dahil
all included
hepsi iyi hoş ama
that's all very well but
hepsi iyi hoş ama
it's all very well but
hepsi martaval
all wet
hepsi satılmak
be sold out
hepsi çok iyi
all too well
istisnasız hepsi
all without exception
التركية - التركية
Tamamen, tam tamına
hepsi
Bütünü, tamamı, tümü, cümlesi, hep
hepsi
Bütünü, tamamı, tümü, cümlesi, hep: "Bütün bu işlerin hepsi yapıldı."- P. Safa
hepsi hepsi
المفضلات