Tom Mary'nin biraz daha yardımsever olmasını umuyordu.
- Tom expected Mary to be a little more helpful.
Tom oldukça yardımseverdi.
- Tom was quite helpful.
Umarım bu tavsiye faydalıdır.
- I hope this advice is helpful.
Tom'un tavsiyesi her zaman çok faydalı olmuştur.
- Tom's advice has always been very helpful.
Tony, bize bir parça yararlı tavsiye verdi.
- Tony gave us a piece of helpful advice.
Tom'un tavsiyesi çok yararlı idi.
- Tom's advice was very helpful.
Sizin tavsiyeniz bana her zaman yardımcı olmuştur.
- Your advice has always been very helpful to me.
Senin nasihatın bana her zaman yardımcı olmuştur.
- Your advice is always helpful to me.
Korkarım ki yardım etmek için yapabileceğim çok şey yok.
- There is not much I can do to help, I am afraid.
Sadece ,sana yardım etmekten çok hoşnut olacak.
- He will be only too glad to help you.
Dün babama yardım ettim.
- I helped my father yesterday.
Bana yardım edebilir misin?
- Can you help me down?
Tom bir çözüm bulmamıza yardım etmeyi kabul etti.
- Tom has agreed to help us find a solution.
Bir çözüm bulamıyorum. Bana yardım et.
- I cannot find a solution. Help me.
Tom tamamen çaresiz hissetti.
- Tom felt completely helpless.
Çocuk öfkesinde çaresizdir.
- The child is helpless in his rage.
İmdat! Onlar bana vuracaklar!
- Help! They're going to hit me!
Pierrette İmdat, imdat! diye bağırdı Ben katlediliyorum!
- Help! Help! cried Pierrette, I'm being murdered!
İmdat! Onlar bana vuracaklar!
- Help! They're going to hit me!
İmdat? Onlar beni bıçaklayacaklar.
- Help! They're going to stab me!
Açıklaman için teşekkürler. Bu, cümleyi doğru anlamaya yardımcı olur.
- Thanks for your explanation. It helps to understand the sentence correctly.
Sadece geçen gün neden yardım edemediğimi açıklamak istedim.
- I just wanted to explain why I couldn't help the other day.
Yardımın sayesinde, başarılıydık.
- Thanks to your help, we were successful.
Onun yardımı sayesinde, ev ödevimi bitirdim.
- Thanks to his help, I finished my homework.
Bize yardım etmenin en iyi yolu kendi dilinizde katkıda bulunmaktır.
- The best way to help us is to contribute in your own native language.
Televizyon bilgimizi genişletmemize yardımcı olur.
- Television helps us widen our knowledge.
Herhangi bir yardıma ihtiyacınız olursa, beni bilgilendirin.
- If you need any help, let me know.
Dün babama yardım ettim.
- I helped my father yesterday.
Her kimin ihtiyacı olursa ona yardım et.
- Give help to anyone who needs it.
Çeviri yapmama yardımcı olur musun?
- Will you help me translate?
Çay ve kahve, güne başlamaya yardımcı olur.
- Tea and coffee helps to start the day.
Yardımseverliğiniz için teşekkür ederim.
- I thank you for your helpfulness.
Tom Mary'ye okul giderlerini ödemesine yardımcı olmak için para gönderdi.
- Tom sent money to Mary to help her pay for school expenses.
Bir sorununuz varsa, size yardımcı olmaktan mutluluk duyarım.
- I'd be happy to help you if you're having trouble.
Lütfen Bay Nomura'yı karşılamama yardım edin.
- Please help me welcome Mr. Nomura.
Yardım edin! İçeride kilitli kaldım!
- Help! I've been locked in!
Çatırdayan evliliğimizi kurtarmak için yardıma ihtiyacımız var.
- We need help in fixing our broken marriage.
Tom, Mary'yi kurtarmak için kendi hayatını riske attı.
- Tom risked his own life to help Mary.
He's a real road-rager. / Yup, he really needs help, maybe anger management..
The help is coming round this morning to clean.
She was struggling with the groceries, so I offered to help.
He was a great help to me when I was moving house.
The white paint on the walls helps make the room look brighter.
Are they going to beat us? —Not if I can help it!.
... to be helpful. ...
... helpful to American workers. Well, in fact we saved 1,000 jobs. And that's the kind ...