Bana yardım etmek için hiç kimse gelmedi.
- Niemand kam, um mir zu helfen.
Yardım etmek için buradayız.
- Wir sind hier, um zu helfen.
Sadece ,sana yardım etmekten çok hoşnut olacak.
- He will be only too glad to help you.
Kurt, kurt diye çocuk bağırdı! ve köylüler ona yardım etmek için dışarı çıktılar.
- The boy cried Wolf, wolf! and the villagers came out to help him.
I'm too busy to help him.
- Ich bin zu beschäftigt, um ihm zu helfen.
Ask your dad to help you.
- Bitte deinen Vater, dir zu helfen.