Gökyüzünde binlerce yıldız parlıyor.
- Thousands of stars shone in the heavens.
Göklerden ve yerden korkmayın fakat Wenzhou'lu bir kişinin kendi dilini konuştuğunu duymaktan korkun.
- Do not fear the heavens and the earth, but be afraid of hearing a person from Wenzhou speak in their local tongue.
Farklı aklı olanlara, aynı dünya bir cehennem ve bir cennettir.
- To different minds, the same world is a hell, and a heaven.
Horatio, Cennette ve Dünyada sizin felsefenizde hayal edilenden çok daha fazla şeyler vardır.
- There are more things in Heaven and Earth, Horatio, than are dreamt of in your philosophy.
Allah göğü ve yeri yarattı.
- God created the heaven and the earth.
Babam her zaman kendilerine yardım edenlere Allah yardım eder dedi.
- My father always said that heaven helps those who help themselves.
Birçok yıldız gökyüzünde parlıyor.
- Many stars shine in the heavens.
Gökyüzünde binlerce yıldız parlıyor.
- Thousands of stars shone in the heavens.
Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
- In the beginning God created the heaven and the earth.
Beni yaratan, cennetin babası Tanrı'yı seviyorum.
- I love God, Heaven's father, who created me.
O, haberi duyduktan sonra mutluluktan havalara uçtu.
- After he heard the news, Tom was in seventh heaven.
Birçok yıldız gökyüzünde parlıyor.
- Many stars shine in the heavens.
Uzayda sayısız gök cisimleri var.
- There are countless heavenly bodies in space.
No sooner had we left the house than the heavens opened.
Soaking in a warm bath after a long day at work is sheer heaven.
... to unlock the heavens. If apples falls, does the moon also fall? And the answer ...
... Apollo was the god that strode across the heavens in his fiery chariot. But hey, when ...