Bu ilacı alırsan, mide ağrısı iyileşmiş olacak.
- If you take this medicine, the stomach ache will be healed.
Kalp yaralarını iyileştirmek zaman alır.
- Healing the wounds of the heart takes time.
Zaman büyük bir şifacı ama kötü bir güzellikçidir.
- Time is a great healer, but a poor beautician.
Biriyle birlikte ağla. Yalnız ağlamaktan daha şifalıdır.
- Cry with someone. It's more healing than crying alone.
Tom'un kırık kolunun iyileşmesi birkaç hafta sürdü.
- Tom's broken arm took several weeks to heal.
Onun kırık bacağı henüz iyileşmedi.
- Her broken leg has not healed yet.
Bir boşanmadan iyileşmek zaman alır.
- It takes time to heal from a divorce.
Zaman bütün yaraları iyileştirir.
- Time heals all wounds.
Zaman tüm yaraları iyileştirir.
- Time heals all broken hearts.
This band-aid will heal your cut.
... more fully healed. ...
... what's happening in Europe, which they have not fully healed ...