hazırlanan

listen to the pronunciation of hazırlanan
التركية - الإنجليزية
afoot
In motion; in action; astir; in progress
{a} on foot, in action, in design or intent
in progress
On foot
Fig
{s} on foot; in the process of being developed
on foot; walking; "they went to the village afoot"; "quail are hunted either afoot or on horseback
If you say that a plan or scheme is afoot, it is already happening or being planned, but you do not know much about it. Everybody knew that something awful was afoot. being planned or happening moves/plans/changes afoot (on foot)
hazırlanan ilâç
preparation
hazırla
prepare

I have to prepare for the test in English. - İngilizce test için hazırlanmak zorundayım.

The cook prepares different dishes every day. - Aşçı her gün farklı yemekler hazırlar.

hazırla
{f} priming
yahudi inançlarına uygun hazırlanan
kosher
çabuk hazırlanan
instant

Tom ate a bowl of instant noodles. - Tom bir kase çabuk hazırlanan erişte yedi.

hazırla
{f} steel
hazırla
{f} preparing

He is busy preparing for the examination. - O, sınava hazırlanmakla meşgul.

He was in charge of preparing a magazine for publication. - O yayınlama için bir dergi hazırlanmasında sorumlu oldu.

hazırla
concoct
hazırla
drawn up

He has drawn up a will. - O, bir vasiyetname hazırladı.

hazırla
{f} prepared

Tom was well prepared for the exam. - Tom sınav için iyi hazırlandı.

She prepared the meal in a very short time. - O, çok kısa bir sürede yemeği hazırladı.

aceleyle sınava hazırlanan öğrenci
crammer
kaynatarak hazırlanan öz
decoction
reçete ile hazırlanan
magistral
satış için önceden hazırlanan sözler
pitch
hazırlanan
المفضلات