hazırlıklı

listen to the pronunciation of hazırlıklı
التركية - الإنجليزية
ready

I had a speech ready. - Hazırlıklı bir konuşma yaptım.

We ought to be ready for whatever comes. - Ne gelirse gelsin hazırlıklı olmalıyız.

prepared, well-prepared
fail proof
prepared in advance: hazırlıklı bir nutuk a speech which was prepared in advance
fail-safe
(someone) whose preparations have been completed, prepared, ready: Biz henüz hazırlıklı değiliz. Our preparations have not yet finished
prepared

He went out prepared for rain. - O, yağmur için hazırlıklı olarak dışarı çıktı.

Tom hadn't been prepared for that. - Tom onun için hazırlıklı değildi.

after having made preparations in advance: Ali her zaman hazırlıklı konuşur. Ali always gives speeches that he's prepared in advance
provident
failsafe
fail safe
hazırlık
preparation

He failed in the examination for lack of preparation. - Hazırlık eksikliğinden sınavda başarısız oldu.

Most students are doing preparation for the term examination. - Çoğu öğrenciler dönem sınavı için hazırlık yapıyor.

hazırlıklı olarak
providently
hazırlıklı olma
preparedness
hazırlıklı olmak
provide
hazırlıklı olmak
brace oneself for smth
hazırlıklı olmak
be ready
harbe hazırlıklı yedek onarım takımı; harp ihtiyat yedek onarım takımı
(Askeri) war readiness spares kit; war reserve spares kit
hazırlık
provision
hazırlık
arrangement

We must make arrangements with them beforehand. - Onlarla önceden hazırlıklar yapmalıyız.

hazırlık
prep

Most students are doing preparation for the term examination. - Çoğu öğrenciler dönem sınavı için hazırlık yapıyor.

We have to finish preparations for the party by tomorrow. - Biz yarına kadar parti hazırlıklarını bitirmek zorundayız.

hazırlık
preliminary
hazırlık
arrange

We must make arrangements with them beforehand. - Onlarla önceden hazırlıklar yapmalıyız.

hazırlık
(Jeoloji,Madencilik) development
hazırlık
Providence
hazırlık
(Hukuk) preparatory
hazırlık
preparative
hazırlık
stand by
hazırlık
readiness; preparation, arrangement
hazırlık
preparedness
hazırlık
standby
her şeye hazırlıklı olmak
keep one's powder dry
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) HAŞHAŞ
HAZIRLIKLI
Bir şey için önceden hazırlanmış olan
Hazırlık
(Osmanlı Dönemi) ATAD
Hazırlık
(Osmanlı Dönemi) İ'BA'
Hazırlık
anıklık
hazırlık
Hazırlanmak için gereken şeyler veya durumlar
hazırlıklı
المفضلات