having or showing interest

listen to the pronunciation of having or showing interest
الإنجليزية - التركية

تعريف having or showing interest في الإنجليزية التركية القاموس.

interested
ilgili

Tom Amerikan tarihi ile çok ilgili. - Tom is very interested in American history.

O, müzikle çok ilgilidir. - She's very interested in music.

interested
{s} meraklı

Her zaman onun makalesini okumaya meraklıyım. - I'm always interested in reading his column.

Ania bilgisayarlara meraklıdır. - Ania is interested in computers.

interested
(Ticaret) hissedar
interested
çıkar gözeten
interested
{f} ilgilendir

Seni ilgilendiren bir şey var mı? - Is there something that interested you?

Ben Esperanto öğrenmek istedim, çünkü beni çok ilgilendiriyordu. - I wanted to learn Esperanto, because it interested me very much.

interested
{s} pay sahibi olan
interested
{s} taraflı
interested
{s} ortağı
interested
{s} çıkarcı
الإنجليزية - الإنجليزية
interested
having or showing interest

    الواصلة

    ha·ving or show·ing in·ter·est

    التركية النطق

    hävîng ır şōîng întrıst

    النطق

    /ˈhavəɴɢ ər ˈsʜōəɴɢ ˈəntrəst/ /ˈhævɪŋ ɜr ˈʃoʊɪŋ ˈɪntrəst/
المفضلات