Tom işinin anlamsız olduğunu düşünüyor.
- Tom thinks his job is pointless.
Hayat zalim; fakat anlamsız değil.
- Life is cruel but not pointless.
Sana bunun yararsız olmadığını söyledim.
- I told you it wasn't pointless.
Bunun yararsız olduğunu fark ettik.
- We realized it was pointless.
The sequel to the film was even more pointless than the original.