having no integral factors except itself and unity (1 in the case of integers)

listen to the pronunciation of having no integral factors except itself and unity (1 in the case of integers)
الإنجليزية - التركية

تعريف having no integral factors except itself and unity (1 in the case of integers) في الإنجليزية التركية القاموس.

prime
önemli; başlıca: This has become a prime concern. Önemli bir mesele oldu bu. That's the prime reason why she's come. Onun gelmesinin
prime
ticareti hızlandırmak iç
prime
{s} 1. önemli; başlıca: This has become a prime concern. Önemli bir mesele oldu bu. That's the prime reason why she's come. Onun gelmesinin
prime
{f} (topa/tüfeğe) ağızotu koymak
prime
(Tıp) İlk, birinci, primus
prime
{i} en güzel zaman

Tom şu an en güzel zamanında. - Tom is now in his prime.

O, en güzel zamanında öldürüldü. - He was cut down in his prime.

prime
(sayı) asal
prime
ilk

Beni ilkel bir ormanda yalnız bırakarak kampa geri döndün. - You went back to the camp leaving me alone in the primeval forest.

Bu odada birkaç ilkel vazo duruyor. - Several primeval vases stand in this room.

prime
başlıca
prime
en iyi
prime
(isim) en güzel zaman, gençlik, hayatın baharı, olgunluk çağı, mükemmel şey, asal sayı, başlangıç, ilk dönem, ana nota, savunma duruşu
prime
{i} ilk dönem
prime
{f} astar sürmek
prime
{s} birincil
prime
{i} asal sayı

Her çift sayı iki asal sayının toplamıdır. - Every even number is the sum of two primes.

2539 bir asal sayıdır. - 2539 is a prime number.

prime
(sıfat) baş, ilk, birincil, en önemli, başlıca, asal
prime
{i} ana nota
prime
{f} tulumbaya su koymak
prime
{s} en önemli

Mercan kayalığı, bölgenin en önemli cazibesidir. - The coral reef is the region's prime attraction.

prime
{i} mükemmel şey
الإنجليزية - الإنجليزية
prime
having no integral factors except itself and unity (1 in the case of integers)

    الواصلة

    ha·ving no in·te·gral factors ex·cept it·self and u·ni·ty (1 in the case of integers)
المفضلات