Tom öğle yemeği yemedi.
- Tom didn't have lunch.
Öğle yemeği yemek için iyi bir yer biliyor musunuz?
- Do you know a good place to have lunch?
Babam öğle yemeği yemek için okumayı bıraktı.
- My father stopped reading to have lunch.
Benimle öğle yemeği yemek için zamanın var mı?
- Will you have time to have lunch with me?