having force or binding force; legally sufficient and authorized by law

listen to the pronunciation of having force or binding force; legally sufficient and authorized by law
الإنجليزية - التركية

تعريف having force or binding force; legally sufficient and authorized by law في الإنجليزية التركية القاموس.

valid
{s} geçerli

Biletler, alındığı gün de dahil olmak üzere sadece iki gün geçerlidir. - Tickets are valid for just two days, including the day they are purchased on.

Önermenin geçerli olup olmadığı üzerinde düşünmelisin. - You ought to think over whether the premise is valid or not.

valid
doğru

Bu otopark biletini doğrulayabilir misin? - Can you validate this parking ticket?

Lütfen bu bileti doğrula. - Please validate this ticket.

valid
{s} geçerli: valid passport geçerli pasaport
valid
sahih
valid
muteber olmak
valid
varid
valid
geçerliliği

Toplumsal cinsiyet kimliği bozukluğunun geçerliliği siyasette son derece tartışmalı bir hal almıştır. - The validity of gender identity disorder has become highly controversial in politics.

Sizin iddianızın hiçbir geçerliliği yoktur. - Your argument has no validity.

valid
sağlam temele oturtulmuş
valid
yasal

Şikayetimin yasal olduğunu düşünüyorum. - I think my complaint is valid.

valid
muteber
valid
mantıklı

Kusura bakmayın ama, onların her ikisinin mantıklı amaçları var. - With all due respect, I think they both had valid points.

valid
kanunî
valid
makul
valid
{s} sağlam
valid
{s} yürürlükte
valid
validlymuteber olarak
valid
(sıfat) geçerli, geçer, yürürlükte, sağlam, mantıklı, yerinde, yasal
valid
kanuni
الإنجليزية - الإنجليزية
valid
having force or binding force; legally sufficient and authorized by law

    الواصلة

    ha·ving force or bind·ing force; le·gal·ly suf·fi·cient and au·thor·ized by law

    النطق

المفضلات