O diyabetik, bu yüzden onun kan şekeri zaten bozuktu.
- She's diabetic, so her blood sugar was already out of whack.
Tom diyabetik olabilir.
- Tom could be diabetic.
Tom bana Mary'nin şeker hastası olduğunu düşündüğünü söyledi.
- Tom told me that he thought Mary was diabetic.
Bir şeker hastası hangi yiyecekleri yememeli?
- What foods should a diabetic not eat?
Üvey babam şeker hastasıydı.
- My stepfather was diabetic.
O şeker hastasıdır ve körlükten muzdariptir.
- He is diabetic and suffers from blindness.