Kitabın geri dönüşü için belirli bir zaman yoktur.
- There is a definite time to return the book.
Esperantoda belirsiz artikel yoktur ve sadece bir tane belirli artikel vardır.
- In Esperanto there is no indefinite and only one definite article.
O kesinlikle tam zamanlı bir iştir.
- It's definitely a full-time job.
Tamam, tamam, dedi doktor. Ben kesinlikle ona bir göz atacağım.
- Okay, okay, said the doctor. I'll definitely take a look at her.
Bana kesin bir cevap ver.
- Give me a definite answer.
Tom kesinlikle Mary'nin fikrini sormalıdır.
- Tom should definitely ask for Mary's opinion.
Onun Amerika'ya gideceği açık.
- It is definite that he will go to America.