Sizin için endişelenmek zorunda olmak istemiyorum.
- I don't want to have to worry about you.
Kimseyi incitmek zorunda olmak istemiyorum.
- I don't want to have to hurt anyone.
Karşılıklı adımlar atmak gerekmektedir.
- Mutual steps have to be taken.
Seni incitmek zorunda kalmak istemiyorum ama yoluma çıkarsan başka seçeneğim kalmayacak.
- I don't want to have to hurt you, but if you get in my way, I'll have no choice.
Sen sadece Tom'u öpmek zorunda kalmaktan korkuyorsun.
- You're just afraid you'll have to kiss Tom.
Daha önce buraya gelmiş gibi hissediyorum.
- I feel like I have been here before.
Tom buraya gelmiş olabilir.
- Tom may have been here.
It has to be an electrical fault.
You have to wear a seat belt.
... which I'm sure many of you have been to. ...